Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.


أَمِ اتَّخَذُوا مِن دُونِهِ آلِهَةً قُلْ هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ هَذَا ذِكْرُ مَن مَّعِيَ وَذِكْرُ مَن قَبْلِي بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ الْحَقَّ فَهُم مُّعْرِضُونَ ﴿٢٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

emittehazû (em ittehazû) min dûni-hî âliheten kul hâtû burhâne-kum hâzâ zikru men maiye ve zikru men kablî bel ekseru-hum lâ ya'lemûne el hakka fe hum mu'ridûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
emittehazû (em ittehazû) yoksa edindiler mi
min dûni-hî ondan başka
âliheten ilâhlar
kul de, söyle
hâtû haydi getirin
burhâne-kum burhanınız, kesin deliliniz
hâzâ bu
zikru benim zikrim
men kimselerin, kişilerin
maiye benimle beraber
ve zikru ve zikir
men kimselerin, kişilerin
kablî benden önce
bel hayır, fakat
ekseru-hum onların çoğu
lâ ya'lemûne bilmiyorlar, bilmezler
el hakka hakkı
fe hum böylece, bu sebeble onlar
mu'ridûne yüz çevirenler

Yoksa O’ndan (Allah’tan) başka ilâhlar mı edindiler? “Haydi burhanınızı (kesin delilinizi) getirin. (İşte) bu, benimle beraber olanların ve benden öncekilerin zikridir (kitabıdır).” de. Fakat onların çoğu, hakkı bilmezler. Bu sebeple onlar, yüz çevirenlerdir.

ENBİYÂ SURESİ 24. Ayeti Ali Ünal Meali

Demek O’ndan başka ilâhlar edindiler ha! (Rasûlüm,) de onlara: “Madem öyle, haydi delillerinizi getirin. İşte, benimle birlikte olanların uydukları Kur’ân ve işte benden öncekilerin tâbi oldukları kitaplar. (Bunların hepsinde yazılı olan, Allah’tan başka hiçbir ilâh bulunmadığıdır.)” Ama onların çoğu, ilimle alâkası olan ve dolayısıyla gerçeği yanlıştan ayırt edebilecek seviyede insanlar değildirler; bu sebeple de ondan yüz çeviriyorlar.

Ali Ünal