Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.


وَجَعَلْنَا فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَن تَمِيدَ بِهِمْ وَجَعَلْنَا فِيهَا فِجَاجًا سُبُلًا لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ ﴿٣١﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve ceal-nâ fî el ardı ravâsiye en temîde bi him ve ceal-nâ fîhâ ficâcen subulen lealle-hum yehtedûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ceal-nâ ve biz kıldık, yaptık, oluşturduk
fî el ardı yeryüzünde
ravâsiye dağlar
en temîde bi sarsması
him onlar, onları
ve ceal-nâ ve biz kıldık, yaptık, oluşturduk
fîhâ orada
ficâcen geniş yollar, iki dağ arasındaki geniş geçit yerleri
subulen sebîller, yollar
lealle-hum umulur ki böylece onlar
yehtedûne hidayete ererler

Ve arzda (yeryüzünde), onları sarsar diye (sarsmaması için) dağlar kıldık. Ve orada geniş yollar oluşturduk. Umulur ki (böylece) onlar, hidayete ererler (ulaşırlar).

ENBİYÂ SURESİ 31. Ayeti Gültekin Onan Meali

Yeryüzünde, onları sarsmasın diye, sabit dağlar yarattık ve doğru gidebilsinler diye geniş yollar açtık.

Gültekin Onan