ENBİYÂ SURESİ 31. Ayeti Muhammed Esed Meali
Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.
وَجَعَلْنَا فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَن تَمِيدَ بِهِمْ وَجَعَلْنَا فِيهَا فِجَاجًا سُبُلًا لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ ﴿٣١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve ceal-nâ
fî el ardı
ravâsiye
en temîde bi
him
ve ceal-nâ
fîhâ
ficâcen
subulen
lealle-hum
yehtedûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve ceal-nâ | ve biz kıldık, yaptık, oluşturduk |
fî el ardı | yeryüzünde |
ravâsiye | dağlar |
en temîde bi | sarsması |
him | onlar, onları |
ve ceal-nâ | ve biz kıldık, yaptık, oluşturduk |
fîhâ | orada |
ficâcen | geniş yollar, iki dağ arasındaki geniş geçit yerleri |
subulen | sebîller, yollar |
lealle-hum | umulur ki böylece onlar |
yehtedûne | hidayete ererler |
Ve arzda (yeryüzünde), onları sarsar diye (sarsmaması için) dağlar kıldık. Ve orada geniş yollar oluşturduk. Umulur ki (böylece) onlar, hidayete ererler (ulaşırlar).
ENBİYÂ SURESİ 31. Ayeti Muhammed Esed Meali
Ve (görmüyorlar mı ki,) onları sarsmasın diye arz üzerine sapasağlam dağlar yerleştirdik; ve kolayca yollarını bulabilsinler diye orada vadiler açtık;
Muhammed Esed