Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.


لَوْ يَعْلَمُ الَّذِينَ كَفَرُوا حِينَ لَا يَكُفُّونَ عَن وُجُوهِهِمُ النَّارَ وَلَا عَن ظُهُورِهِمْ وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ ﴿٣٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

lev ya'lemu ellezîne keferû hîne lâ yekuffûne
(keffe)
an vucûhi-him en nâra ve lâ an zuhûri-him ve lâ hum yunsarûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
lev eğer, ... ise, olsa, keşke
ya'lemu ellezîne o kimseler bilirler (bilselerdi)
keferû inkâr ettiler
hîne (belli bir) zaman
lâ yekuffûne
(keffe)
gidermez, gideremez, zararını önlemez
: (men etti, önledi, tehlikeyi giderdi)
an vucûhi-him onların yüzlerinden
en nâra ateş
ve lâ an zuhûri-him ve onların sırtlarından ... olmaz
ve lâ hum yunsarûne ve onlar yardım olunmazlar

İnkâr edenler, (cehennem) ateşini yüzlerinden ve sırtlarından gideremeyecekleri ve yardım olunmayacakları zamanı keşke bilselerdi.

ENBİYÂ SURESİ 39. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali

Eğer o kâfir olanlar, o zamanı bir bilseler idi ki, ne yüzlerinden ve ne de arkalarından ateşi men edemiyeceklerdir ve onlar yardım da olunamayacaklardır.

Ömer Nasuhi Bilmen