ENBİYÂ SURESİ 39. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.
لَوْ يَعْلَمُ الَّذِينَ كَفَرُوا حِينَ لَا يَكُفُّونَ عَن وُجُوهِهِمُ النَّارَ وَلَا عَن ظُهُورِهِمْ وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ ﴿٣٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
lev
ya'lemu ellezîne
keferû
hîne
lâ yekuffûne
(keffe) an vucûhi-him en nâra ve lâ an zuhûri-him ve lâ hum yunsarûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
(keffe) an vucûhi-him en nâra ve lâ an zuhûri-him ve lâ hum yunsarûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
lev | eğer, ... ise, olsa, keşke |
ya'lemu ellezîne | o kimseler bilirler (bilselerdi) |
keferû | inkâr ettiler |
hîne | (belli bir) zaman |
lâ yekuffûne
(keffe) |
gidermez, gideremez, zararını önlemez
: (men etti, önledi, tehlikeyi giderdi) |
an vucûhi-him | onların yüzlerinden |
en nâra | ateş |
ve lâ an zuhûri-him | ve onların sırtlarından ... olmaz |
ve lâ hum yunsarûne | ve onlar yardım olunmazlar |
İnkâr edenler, (cehennem) ateşini yüzlerinden ve sırtlarından gideremeyecekleri ve yardım olunmayacakları zamanı keşke bilselerdi.
ENBİYÂ SURESİ 39. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Dini olduğu gibi, bu azabı da böyle inkâr edenler, onun tepelerine ineceğini, o ateşin yüzlerini ve sırtlarını yalamasını önleyemeyeceklerini, kendilerine yardım edecek hiç kimsenin bulunmayacağını bir bilselerdi!
Suat Yıldırım