Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.


وَلَئِن مَّسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِّنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا ظَالِمِينَ ﴿٤٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve le in messet-hum nefhatun min azâbi rabbi-ke le yekûlunne yâ veyle-nâ in-nâ kun-nâ zâlimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve le in ve eğer, olsa, ise
messet-hum onlara dokundu
nefhatun bir esinti
min azâbi azaptan
rabbi-ke senin Rabbin, Rabbinin
le yekûlunne mutlaka derler
yâ veyle-nâ bize yazıklar olsun
in-nâ muhakkak biz, gerçekten biz
kun-nâ biz olduk
zâlimîne zalimler

Ve eğer, onlara Rabbinin azabından bir esinti dokunursa, mutlaka: “Bize yazıklar olsun, gerçekten biz, zalimler olduk.” derler.

ENBİYÂ SURESİ 46. Ayeti Seyyid Kutub Meali

Andolsun ki, Rabb'inin azabının en hafif bir fiskesi eğer onlara değse kesinlikle «Eyvahlar olsun! Biz gerçekten kendimize zulmetmişiz» derler.

Seyyid Kutub