Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.


وَنَضَعُ الْمَوَازِينَ الْقِسْطَ لِيَوْمِ الْقِيَامَةِ فَلَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْئًا وَإِن كَانَ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِّنْ خَرْدَلٍ أَتَيْنَا بِهَا وَكَفَى بِنَا حَاسِبِينَ ﴿٤٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve nedau el mevâzîne el kısta li yevmi el kıyâmeti fe lâ tuzlemu nefsun şey'en ve in kâne miskâle
(sekule)
habbetin min hardalin eteynâ bi-hâ ve kefâ bi-nâ hâsibîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve nedau ve kurarız, koyarız
el mevâzîne mizanlar
el kısta adalet
li yevmi el kıyâmeti kıyâmet günü için, kıyâmet günü
fe böylece, artık, o zaman
lâ tuzlemu zulmedilmez, haksızlığa uğratılmaz
nefsun kişi, kimse
şey'en bir şey
ve in kâne ve eğer, olsa, olsa bile
miskâle
(sekule)
ağırlık (en küçük ağırlık birimi)
: (ağır geldi)
habbetin tane
min hardalin hardaldan, hardal tanesi kadar
eteynâ biz getirdik
bi-hâ onu
ve kefâ ve kâfi oldu (kâfidir), yeterli oldu
bi-nâ bize
hâsibîne hesap görenler, hesap görücüler

Ve Biz, kıyâmet günü adalet mizanlarını koyarız. O zaman, kimseye hiçbir şeyle zulmedilmez. Ve hardal tanesi kadar bir ağırlık olsa, onu getiririz (hayat filminde gösteririz). Ve Bize, hesap görücüler kâfidir.

ENBİYÂ SURESİ 47. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali

Ve Biz Kıyamet gününde adâlet terazilerini koruz da artık hiçbir nefis bir şey ile zulmedilmez. Velev ki (bir amel) bir hardal tanesi ağırlığınca olsun, onu da getiririz. Muhasipler olmak üzere Biz kifâyet ederiz.

Ömer Nasuhi Bilmen