Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.


وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى وَهَارُونَ الْفُرْقَانَ وَضِيَاء وَذِكْرًا لِّلْمُتَّقِينَ ﴿٤٨﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve lekad âteynâ mûsâ ve hârûne el furkâne ve dıyâen ve zikren li el muttakîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve lekad ve andolsun
âteynâ verdik
mûsâ Musa
ve hârûne ve Harun
el furkâne furkan (hak ile bâtılı birbirinden ayıran), Tevrat
ve dıyâen ve bir ışık (nur) olarak
ve zikren ve bir zikir olarak
li el muttakîne takva sahipleri için

Ve andolsun ki Biz, Musa (A.S)’a ve Harun (A.S)’a, takva sahipleri için Furkan’ı (Tevrat’ı), bir Işık (Nur) ve Zikir olarak verdik.

ENBİYÂ SURESİ 48. Ayeti Ali Bulaç Meali

Andolsun, biz Musa'ya ve Harun'a, takva sahipleri için bir aydınlık ve bir öğüt (zikir) olarak, hak ile batılı birbirinden ayıran (furkan)ı verdik.

Ali Bulaç