ENBİYÂ SURESİ 65. Ayeti Harun Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.
ثُمَّ نُكِسُوا عَلَى رُؤُوسِهِمْ لَقَدْ عَلِمْتَ مَا هَؤُلَاء يَنطِقُونَ ﴿٦٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
summe
nukisû
alâ
ruûsi-him
lekad
alimte
mâ
hâulâi
yentıkûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
summe | sonra |
nukisû | (başları) eğildi |
alâ | üzerine, ...'e |
ruûsi-him | onların başları |
lekad | andolsun |
alimte | sen bildin (biliyordun) |
mâ | olmadı, olmuyor |
hâulâi | bunlar |
yentıkûne | konuşuyorlar |
Sonra onların başları öne eğildi. (Hz. İbrâhîm’e): “Andolsun ki sen, bunların konuşmadığını (konuşamadığını) biliyordun.” (dediler).
ENBİYÂ SURESİ 65. Ayeti Harun Yıldırım Meali
Sonra başaşağı edildiler de: “Sen de çok iyi bilirsin ki bunlar konuşamazlar.”
Harun Yıldırım