Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.


وَلُوطًا آتَيْنَاهُ حُكْمًا وَعِلْمًا وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْقَرْيَةِ الَّتِي كَانَت تَّعْمَلُ الْخَبَائِثَ إِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمَ سَوْءٍ فَاسِقِينَ ﴿٧٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve lûtan ateynâ-hu hukmen ve ılmen ve necceynâ-hu min el karyeti elletî kânet ta'melu el habâise inne-hum kânû kavme sev'in fâsikîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve lûtan ve Lut
ateynâ-hu ona verdik
hukmen hikmet
ve ılmen ve ilim
ve necceynâ-hu ve biz onu kurtardık
min el karyeti ülkeden
elletî ki o (o ülke)
kânet ta'melu yapıyorlardı
el habâise çirkin işler, kötülükler, ahlâksızlıklar
inne-hum muhakkak ki onlar
kânû oldular
kavme bir kavim
sev'in kötü
fâsikîne fasıklar, fasık olan

Ve Lut (A.S)’a hikmet ve ilim verdik. Ve habaîs (kötülükler, ahlâksızlıklar) işleyen ülkeden onu kurtardık. Muhakkak ki onlar, fasık olan kötü bir kavimdi.

ENBİYÂ SURESİ 74. Ayeti Suat Yıldırım Meali

(74-75) Lût’a da hüküm ve ilim verdik ve onu iğrenç işler yapan şehir halkından kurtardık ki gerçekten onlar kötü ve itaat dışına çıkmış fâsık bir güruh idiler. Kendisini de şefkat ve himayemize aldık. O gerçekten erdemli kimselerdendi.

Suat Yıldırım