Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.


وَنُوحًا إِذْ نَادَى مِن قَبْلُ فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَنَجَّيْنَاهُ وَأَهْلَهُ مِنَ الْكَرْبِ الْعَظِيمِ ﴿٧٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve nûhan iz nâdâ min kablu festeceb-nâ (fe istecebnâ) lehu fe necceynâ-hu ve ehle-hu min el kerbi el azîmi
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve nûhan ve Nuh
iz olduğu zaman
nâdâ nida etti, çağırdı, dua etti
min kablu önceden, daha önce
festeceb-nâ (fe istecebnâ) böylece, bunun üzerine icabet ettik
lehu ona
fe o zaman, böylece
necceynâ-hu biz onu kurtardık
ve ehle-hu ve onun ehlini (ailesini)
min el kerbi şiddetli üzüntüden
el azîmi büyük, azîm

Ve Nuh (A.S), daha önce nida etmişti (seslenmiş, dua etmişti). Bunun üzerine ona icabet ettik (duasını kabul ettik). Böylece onu ve ehlini (ailesini) büyük bir üzüntüden kurtardık.

ENBİYÂ SURESİ 76. Ayeti Ali Ünal Meali

Nuh’u da söz konusu önderlerden kıldık. O, (İbrahim’den ve Lût’tan da) önce yaşamış ve Bize yakarmıştı. Biz de, yakarışını kabul buyurup, O’nu ve ev halkıyla birlikte kavminden de kendisine iman ederek gerçek ve has ailesi içine dahil olanları o çok büyük âfetten kurtarmıştık.

Ali Ünal