Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.


وَذَا النُّونِ إِذ ذَّهَبَ مُغَاضِبًا فَظَنَّ أَن لَّن نَّقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادَى فِي الظُّلُمَاتِ أَن لَّا إِلَهَ إِلَّا أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ ﴿٨٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve zennûni (za en nuni) iz zehebe mugâdıben fe zanne en len nakdire aleyhi fe nâdâ fî ez zulumâti en lâ ilâhe illâ ente subhâne-ke in-nî kuntu min ez zâlimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve zennûni (za en nuni) ve Zennun (Yunus
iz zehebe gitmişti
mugâdıben gadaplanarak, öfkelenerek
fe böylece
zanne zannetti
en len nakdire muktedir olamayacağız
aleyhi ona
fe o zaman, böylece, sonra
nâdâ nida etti
fî ez zulumâti karanlıklar içinde
en lâ ilâhe ilâh olmadığını (ilâh yoktur)
illâ ancak, ...'den başka, sadece
ente sen
subhâne-ke sen sübhansın, herşeyden münezzehsin
in-nî muhakkak ki, gerçekten ben
kuntu ben oldum
min ez zâlimîne zalimlerden

Ve Zennûn (Yunus A.S), gadaba gelerek (öfkelenerek) gitmişti. Böylece ona muktedir olamayacağımızı (hükmedemeyeceğimizi) zannetti. Sonra karanlıklar içinde (şöyle) nida etti: “Senden başka İlâh yoktur. Sen Sübhan’sın (herşeyden münezzehsin). Muhakkak ki ben, zalimlerden oldum.”

ENBİYÂ SURESİ 87. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali

Zü’n-Nûn’i (Balık sahibini = Yûnus’u) da hatırla. Hani o, (dinini kabul etmiyen kavmine) öfkelenerek gitmişti de, kendisini hiç bir zaman sıkıştırmıyacağımızı sanmıştı. Derken (yutulduğu balığın karnındaki) karanlıklar içinde: “- Senden başka hiç bir ilâh yoktur, seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim. Gerçekten ben, haksızlık edenlerden oldum.” diye dua etmişti.

Ali Fikri Yavuz