ENBİYÂ SURESİ 87. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.
وَذَا النُّونِ إِذ ذَّهَبَ مُغَاضِبًا فَظَنَّ أَن لَّن نَّقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادَى فِي الظُّلُمَاتِ أَن لَّا إِلَهَ إِلَّا أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ ﴿٨٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve zennûni (za en nuni)
iz zehebe
mugâdıben
fe
zanne
en len nakdire
aleyhi
fe
nâdâ
fî ez zulumâti
en lâ ilâhe
illâ
ente
subhâne-ke
in-nî
kuntu
min ez zâlimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve zennûni (za en nuni) | ve Zennun (Yunus |
iz zehebe | gitmişti |
mugâdıben | gadaplanarak, öfkelenerek |
fe | böylece |
zanne | zannetti |
en len nakdire | muktedir olamayacağız |
aleyhi | ona |
fe | o zaman, böylece, sonra |
nâdâ | nida etti |
fî ez zulumâti | karanlıklar içinde |
en lâ ilâhe | ilâh olmadığını (ilâh yoktur) |
illâ | ancak, ...'den başka, sadece |
ente | sen |
subhâne-ke | sen sübhansın, herşeyden münezzehsin |
in-nî | muhakkak ki, gerçekten ben |
kuntu | ben oldum |
min ez zâlimîne | zalimlerden |
Ve Zennûn (Yunus A.S), gadaba gelerek (öfkelenerek) gitmişti. Böylece ona muktedir olamayacağımızı (hükmedemeyeceğimizi) zannetti. Sonra karanlıklar içinde (şöyle) nida etti: “Senden başka İlâh yoktur. Sen Sübhan’sın (herşeyden münezzehsin). Muhakkak ki ben, zalimlerden oldum.”
ENBİYÂ SURESİ 87. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Ve balık olayının kahramanını da (gündeme taşı)! Hani bir zamanlar o, hakkında işlem yapmayacağımızı düşünerek, öfkeyle (görev yerinden) çekip gitmişti. Derken o (düştüğü) zifiri karanlığın içerisinde "İbadete layık başka ilah yok; sadece yüceler yücesi olan Sen varsın: hiç şüphesiz ben (bu tavrımla) zalimlerden biri olup çıktım!" diye yakarmıştı.
Mustafa İslamoğlu