ENBİYÂ SURESİ 89. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.
وَزَكَرِيَّا إِذْ نَادَى رَبَّهُ رَبِّ لَا تَذَرْنِي فَرْدًا وَأَنتَ خَيْرُ الْوَارِثِينَ ﴿٨٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve zekeriyyâ
iz nâdâ
rabbe-hu
rabbi
lâ tezer-nî
ferden
ve ente
hayru
el vârisîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve zekeriyyâ | ve Zekeriya |
iz nâdâ | nida etmişti, seslenmişti |
rabbe-hu | onun Rabbi, kendi Rabbi, Rabbine |
rabbi | benim Rabbim |
lâ tezer-nî | beni bırakma |
ferden | fert olarak, tek başıma, yalnız |
ve ente | ve sen |
hayru | (en) hayırlı |
el vârisîne | varisler, mirasçılar |
Ve Hz. Zekeriya, Rabbine (şöyle) nida etmişti: “Rabbim, beni tek başıma bırakma ve Sen, varislerin en hayırlısısın.”
ENBİYÂ SURESİ 89. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Zekeriyya’yı da an. Hani o: "Ya Rabbî, beni evlatsız, tek başıma bırakma ki (lütf edeceğin evlâdım) bana vâris olsun. Bununla beraber iyi biliyorum ki, herkes fanidir, herkesten sonra baki kalan, bütün vârislerin en iyisi olan Sensin Sen!"
Suat Yıldırım