Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.


فَمَن يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَا كُفْرَانَ لِسَعْيِهِ وَإِنَّا لَهُ كَاتِبُونَ ﴿٩٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe men ya'mel min es sâlihâti ve huve mu'minun fe lâ kufrâne li sa'yi-hî ve innâ lehu kâtibûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe men o halde kim
ya'mel yapar
min es sâlihâti salihat(tan) (nefs tezkiyesi)
ve huve ve o
mu'minun mü'min (kalbinde îmân yazılı olan)
fe lâ kufrâne bundan sonra örtülmez, yok olmaz
li sa'yi-hî onun çalışması, gayretleri
ve innâ ve muhakkak ki biz
lehu onun için, onun, onu
kâtibûne yazanlarız

O halde kim mü’min olarak salihat (nefs tezkiyesi) yaparsa, bundan sonra onun gayretleri (kazandığı dereceler) örtülmez (eksilmez, yok olmaz). Ve muhakkak ki Biz, onu yazanlarız.

ENBİYÂ SURESİ 94. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Kim mü’min olarak, gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarından ve İslâmî düzenden sorumlu olduğu kısmını hayata geçirir, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün kendisini ilgilendiren alanda bollaşmasını sağlarsa, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olursa, cârî-kalıcı hayırlardan-sâlih amellerden imkânları dâhilindekini işlerse, gayretinin, çalışmasının, hâlis niyetinin, emeğinin karşılığı inkâr edilmeyecektir. Biz şüphesiz onun lehine bunları kaydediyoruz.

Ahmet Tekin