ENBİYÂ SURESİ 95. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.
وَحَرَامٌ عَلَى قَرْيَةٍ أَهْلَكْنَاهَا أَنَّهُمْ لَا يَرْجِعُونَ ﴿٩٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve harâmun
alâ karyetin
ehleknâ-hâ
enne-hum
lâ yerciûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve harâmun | ve haramdır, yasaktır, imkânsızdır |
alâ karyetin | şehre, şehir halkına, kasaba halkı |
ehleknâ-hâ | biz onu helâk ettik |
enne-hum | muhakkak ki onlar, onların ... olması |
lâ yerciûne | onlar dönmezler, dönemezler |
Ve helâk ettiğimiz bir kasaba halkının, oraya dönmesi (yeniden hayata getirilmesi) haramdır (imkânsızdır).
ENBİYÂ SURESİ 95. Ayeti Suat Yıldırım Meali
İmha ettiğimiz bir memleket halkının, mahşerde huzurumuza gelmemesi mümkün değildir.
Suat Yıldırım