ENBİYÂ SURESİ 97. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.
وَاقْتَرَبَ الْوَعْدُ الْحَقُّ فَإِذَا هِيَ شَاخِصَةٌ أَبْصَارُ الَّذِينَ كَفَرُوا يَا وَيْلَنَا قَدْ كُنَّا فِي غَفْلَةٍ مِّنْ هَذَا بَلْ كُنَّا ظَالِمِينَ ﴿٩٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
vakterabe (ve ıkterabe)
el va'du
el hakku
fe
izâ
hiye
şâhısatun
ebsâru
ellezîne keferû
yâ veyle-nâ
kad
kun-nâ
fî gafletin
min hâzâ
bel
kun-nâ
zâlimîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
vakterabe (ve ıkterabe) | ve yaklaştı |
el va'du | vaad |
el hakku | hak (olan) |
fe | o zaman, işte o zaman |
izâ | olduğu zaman |
hiye | o |
şâhısatun | göz kırpamaz, gözleri açık kalır, gözleri büyür |
ebsâru | gözler |
ellezîne keferû | inkâr edenler, kâfir olanlar |
yâ veyle-nâ | bize yazıklar olsun |
kad | olmuştu |
kun-nâ | biz olduk |
fî gafletin | gaflet içinde |
min hâzâ | bundan |
bel | hayır, öyle değil, meğer |
kun-nâ | biz olduk |
zâlimîne | zalimler |
Ve hak vaad yaklaştı. İşte o zaman kâfir olanların gözleri (korku ile) büyür. (Derler ki): “Bize yazıklar olsun. Biz bundan gaflet içindeydik. Meğer biz zalimler olmuşuz (kendimize zulmetmişiz).”
ENBİYÂ SURESİ 97. Ayeti Suat Yıldırım Meali
(96-97) Nihayet Ye’cüc ve Me’cüc’ün sedleri açılıp her tepeden dünyaya akın etmeye başladıkları, doğru vâdin vaktinin yaklaştığı sıra, işte o zaman, kâfirlerin gözleri birden donakalır. "Eyvah, bizlere! Biz bundan tam bir gaflet içinde idik, daha doğrusu kendimize zulmettik!" diyecekler.
Suat Yıldırım