FÂTIR SURESİ 12. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 45 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “Fâtır” kelimesinden almıştır. Fâtır, yaratan, yoktan var eden demektir. Yine ilk âyette geçen “el-Melâike” kelimesinden dolayı “Melâike sûresi” diye de anılır.
وَمَا يَسْتَوِي الْبَحْرَانِ هَذَا عَذْبٌ فُرَاتٌ سَائِغٌ شَرَابُهُ وَهَذَا مِلْحٌ أُجَاجٌ وَمِن كُلٍّ تَأْكُلُونَ لَحْمًا طَرِيًّا وَتَسْتَخْرِجُونَ حِلْيَةً تَلْبَسُونَهَا وَتَرَى الْفُلْكَ فِيهِ مَوَاخِرَ لِتَبْتَغُوا مِن فَضْلِهِ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ ﴿١٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve mâ yestevî | ve musavi olmaz, eşit olmaz |
el bahrâni | iki deniz |
hâzâ | bu |
azbun | lezzetli, tatlı |
furâtun | tatlı, susuzluğu gideren |
sâigun | boğazdan kolay geçen, içimi kolay |
şerâbu-hu | onun içimi |
ve hâzâ | ve bu |
milhun | tuzlu |
ucâcun | acı |
ve min kullin | ve hepsinden |
te'kulûne | yersiniz |
lahmen | et |
tariyyen | taze |
ve testahricûne | ve çıkarırsınız |
hilyeten | süs eşyaları |
telbesûne-hâ | onu giyersiniz, takarsınız |
ve terâ | ve görürsün |
el fulke | gemi(ler) |
fîhi | onun içinde, orada |
mevâhira | yarıp giden |
li tebtegû | aramanız, talep etmeniz için |
min fadli-hi | onun fazlından |
ve lealle-kum | ve umulur ki böylece siz |
teşkurûne | şükredersiniz |
Ve iki deniz müsavi (eşit) olamaz. Bu lezzetli, tatlıdır. Susuzluğu gideren, içimi kolay olandır. Ve bu (diğeri) tuzludur, acıdır. Hepsinden taze et yersiniz. Ve giyeceğiniz (takacağınız) süs eşyası (inci, mercan) çıkarırsınız. Ve onun fazlından istemeniz için onda (suyu) yarıp giden gemiler görürsünüz. Umulur ki böylece şükredersiniz.
FÂTIR SURESİ 12. Ayeti Suat Yıldırım Meali
(Allah sınırsız miktarda birbirinden farklı varlıkları yaratabilir. Bu cümleden olarak) iki denizin suyu bir olmaz: şu tatlı, içimi âfiyetli, boğazdan kayıverir; o ise tuzlu, acıdır. Bununla beraber her iki denizden de taptaze et yersiniz ve takındığınız inci gibi süs eşyası çıkarırsınız. Allah’ın lütfundan nasip arayıp bulmak için gemilerin suları yardığını, denizlerde devamlı dolaştıklarını görürsün. Umulur ki bütün bu nimetlere şükredersiniz.
Suat Yıldırım