FÂTIR SURESİ 13. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 45 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “Fâtır” kelimesinden almıştır. Fâtır, yaratan, yoktan var eden demektir. Yine ilk âyette geçen “el-Melâike” kelimesinden dolayı “Melâike sûresi” diye de anılır.
يُولِجُ اللَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ كُلٌّ يَجْرِي لِأَجَلٍ مُّسَمًّى ذَلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ لَهُ الْمُلْكُ وَالَّذِينَ تَدْعُونَ مِن دُونِهِ مَا يَمْلِكُونَ مِن قِطْمِيرٍ ﴿١٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yûlicu | içine sokar |
el leyle | gece |
fî en nehâri | gündüzün içine |
ve yûlicu | ve içine sokar |
en nehâre | gündüz |
fî el leyli | gecenin içine |
ve sahhara | ve emre amade kıldı, emri altına aldı |
eş şemse | güneş |
ve el kamere | ve kamer, ay |
kullun | hepsi, bütün |
yecrî | akar, akıp gider |
li ecelin | bir ecele kadar, bir süre, bir zaman |
musemmen | belirli, belirlenmiş |
zâlikum | işte bu |
allâhu | Allah |
rabbu-kum | sizin Rabbiniz |
lehu | onun |
el mulku | mülk |
ve ellezîne | ve onlar |
ted'ûne | tapıyorsunuz |
min dûni-hi | ondan başka |
mâ yemlikûne | sahip olamazlar, malik olamazlar |
min kıtmîrin | hurma çekirdeğinin zarı |
(Allah), geceyi gündüzün içine, gündüzü gecenin içine sokar. Güneş’i ve Ay’ı emri altına almıştır. Hepsi belirlenmiş bir zamana kadar akar (yörüngelerinde dönerler). İşte bu Allah, sizin Rabbinizdir. Mülk, O’nundur. O’ndan (Allah’tan) başka taptıklarınız, bir kıtmire (hurma çekirdeğinin zarına) bile malik değildir.
FÂTIR SURESİ 13. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
O geceyi kısaltarak, gündüzü uzatır, gündüzü kısaltarak, geceyi uzatır. O güneşi ve ayı, kendi kanunlarına tabi kılıp hizmetinize vermiştir. Herbiri O'nun belirlediği bir zaman içinde akıp gider. İşte Rabbiniz Allah budur. Mülk ve saltanat O'nundur. O'ndan başka yalvarıp durduklarınız ise, bir hurma çekirdeğinin zarı kadar bile bir şeye sahip değillerdir.
Abdullah Parlıyan