FÂTIR SURESİ 14. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 45 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “Fâtır” kelimesinden almıştır. Fâtır, yaratan, yoktan var eden demektir. Yine ilk âyette geçen “el-Melâike” kelimesinden dolayı “Melâike sûresi” diye de anılır.
إِن تَدْعُوهُمْ لَا يَسْمَعُوا دُعَاءكُمْ وَلَوْ سَمِعُوا مَا اسْتَجَابُوا لَكُمْ وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ يَكْفُرُونَ بِشِرْكِكُمْ وَلَا يُنَبِّئُكَ مِثْلُ خَبِيرٍ ﴿١٤﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
in | eğer |
ted'û-hum | onlara dua edersiniz |
lâ yesmeû | işitmezler |
duâe-kum | sizin dualarınız |
ve lev | ve olsa bile, eğer |
semiû | işittiler |
mestecâbû (mâ istecâbu) | icabet etmezler |
lekum | size |
ve yevme el kıyâmeti | ve kıyâmet günü |
yekfurûne | inkâr edecekler |
bi şirki-kum | sizin şirkiniz, şirk koşmanız |
ve lâ yunebbiu-ke | ve sana haber vermez |
mislu | gibi, benzer |
habîrin | haberdar olan, haber veren |
Eğer onlara dua ederseniz sizi, dualarınızı işitmezler. Şâyet işitmiş olsalar (bile) size icabet edemezler. Kıyâmet günü sizin şirkinizi inkâr edecekler. Ve sana bunun (bu haberin) mislini (benzerini) verecek (kimse, şey) bulunmaz (Allah’tan başkası haber veremez).
FÂTIR SURESİ 14. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Onlara yalvarıp dua etseniz, duanızı işitmezler, işitseler bile, istediğinizi yerine getiremezler ve üstelik kıyamet gününde, kendilerini Allah'a ortak koşmanızı inkâr ederler. Bunu herşeyden haberi olan Allah gibi, sana hiç kimse haber veremez.
Abdullah Parlıyan