Mekke döneminde inmiştir. 45 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “Fâtır” kelimesinden almıştır. Fâtır, yaratan, yoktan var eden demektir. Yine ilk âyette geçen “el-Melâike” kelimesinden dolayı “Melâike sûresi” diye de anılır.


إِن تَدْعُوهُمْ لَا يَسْمَعُوا دُعَاءكُمْ وَلَوْ سَمِعُوا مَا اسْتَجَابُوا لَكُمْ وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ يَكْفُرُونَ بِشِرْكِكُمْ وَلَا يُنَبِّئُكَ مِثْلُ خَبِيرٍ ﴿١٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

in ted'û-hum lâ yesmeû duâe-kum ve lev semiû mestecâbû (mâ istecâbu) lekum ve yevme el kıyâmeti yekfurûne bi şirki-kum ve lâ yunebbiu-ke mislu habîrin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
in eğer
ted'û-hum onlara dua edersiniz
lâ yesmeû işitmezler
duâe-kum sizin dualarınız
ve lev ve olsa bile, eğer
semiû işittiler
mestecâbû (mâ istecâbu) icabet etmezler
lekum size
ve yevme el kıyâmeti ve kıyâmet günü
yekfurûne inkâr edecekler
bi şirki-kum sizin şirkiniz, şirk koşmanız
ve lâ yunebbiu-ke ve sana haber vermez
mislu gibi, benzer
habîrin haberdar olan, haber veren

Eğer onlara dua ederseniz sizi, dualarınızı işitmezler. Şâyet işitmiş olsalar (bile) size icabet edemezler. Kıyâmet günü sizin şirkinizi inkâr edecekler. Ve sana bunun (bu haberin) mislini (benzerini) verecek (kimse, şey) bulunmaz (Allah’tan başkası haber veremez).

FÂTIR SURESİ 14. Ayeti Sadık Türkmen Meali

Onlara (birşeyler istemek için) dua etseniz/onları çağırsanız, duanızı/çağrınızı (isteklerinizi) işitmezler. Şayet işittiklerini düşünseniz bile size cevap veremezler. Ve onlar, kıyamet gününde Allah’a ortak koşmanızı inkâr ederler. Hiç kimse sana, herşeyden haberdar olan (Allah) gibi haber veremez.

Sadık Türkmen