FÂTIR SURESİ 27. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Mekke döneminde inmiştir. 45 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “Fâtır” kelimesinden almıştır. Fâtır, yaratan, yoktan var eden demektir. Yine ilk âyette geçen “el-Melâike” kelimesinden dolayı “Melâike sûresi” diye de anılır.
أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ أَنزَلَ مِنَ السَّمَاء مَاء فَأَخْرَجْنَا بِهِ ثَمَرَاتٍ مُّخْتَلِفًا أَلْوَانُهَا وَمِنَ الْجِبَالِ جُدَدٌ بِيضٌ وَحُمْرٌ مُّخْتَلِفٌ أَلْوَانُهَا وَغَرَابِيبُ سُودٌ ﴿٢٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
e lem tera
enne allâhe
enzele
min es semâi
mâen
fe ahracnâ
bi-hi
semerâtin
muhtelifen
elvânu-hâ
ve min el cibâli
cudedun
bîdun
ve humrun
muhtelifun
elvânu-hâ
ve garâbîbu
sûdun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
e lem tera | görmedin mi |
enne allâhe | Allah’ın ... olduğunu, ... yaptığını |
enzele | indirdi |
min es semâi | semadan, gökten |
mâen | su |
fe ahracnâ | artık, böylece çıkardık |
bi-hi | onunla |
semerâtin | ürünler, meyveler |
muhtelifen | muhtelif, çeşitli |
elvânu-hâ | onun renkleri |
ve min el cibâli | ve dağlardan |
cudedun | dağlar arasındaki yol, yol |
bîdun | beyazlık, beyaz |
ve humrun | ve kırmızılık, kırmızı |
muhtelifun | muhtelif, çeşitli |
elvânu-hâ | onun renkleri |
ve garâbîbu | kapkara, simsiyah, koyu siyah |
sûdun | siyah, kara |
Allah’ın suyu, semadan indirdiğini görmedin mi? Böylece onunla çeşitli renklerde ürünler (meyveler) çıkardık. Ve dağlardan beyaz, kırmızı, çeşitli renklerde ve kara ve kapkara (koyu siyah) yollar (kıldık).
FÂTIR SURESİ 27. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Görmüyor musun, Allah göklerden su indirmekte ve onunla türlü renklerde ve tatlarda meyveler yetiştirmekte ve dağlarda da beyaz kırmızı çeşitli renklerde ve kapkara yollar veya çizgiler meydana getirmektedir.
Abdullah Parlıyan