FÂTIR SURESİ 32. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Mekke döneminde inmiştir. 45 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “Fâtır” kelimesinden almıştır. Fâtır, yaratan, yoktan var eden demektir. Yine ilk âyette geçen “el-Melâike” kelimesinden dolayı “Melâike sûresi” diye de anılır.
ثُمَّ أَوْرَثْنَا الْكِتَابَ الَّذِينَ اصْطَفَيْنَا مِنْ عِبَادِنَا فَمِنْهُمْ ظَالِمٌ لِّنَفْسِهِ وَمِنْهُم مُّقْتَصِدٌ وَمِنْهُمْ سَابِقٌ بِالْخَيْرَاتِ بِإِذْنِ اللَّهِ ذَلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الْكَبِيرُ ﴿٣٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
summe
evresnâ
el kitâbe
ellezîne
astafeynâ
min ibâdi-nâ
fe min-hum
zâlimun
li nefsi-hi
ve min-hum
muktesidun
ve min-hum
sâbikun
bi el hayrâti
bi izni allâhi
zâlike
huve
el fadlu
el kebîru
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
summe | sonra |
evresnâ | varis kıldık |
el kitâbe | kitap |
ellezîne | onlar |
astafeynâ | biz seçtik |
min ibâdi-nâ | (bizim) kullarımızdan |
fe min-hum | böylece onlardan bir kısmı |
zâlimun | zulmeden, zulmedici |
li nefsi-hi | kendi nefsine |
ve min-hum | ve onlardan bir kısmı |
muktesidun | orta yol, orta hal |
ve min-hum | ve onlardan bir kısmı |
sâbikun | yarışanlar, öne geçenler |
bi el hayrâti | hayırlarda |
bi izni allâhi | Allah'ın izni ile |
zâlike | işte bu, işte |
huve | o |
el fadlu | fazl |
el kebîru | büyük |
Sonra kullarımızdan seçtiklerimizi kitaba varis kıldık. Böylece onlardan bir kısmı nefsine zulmedicidir, onlardan bir kısmı muktesittir. Onlardan bir kısmı da Allah’ın izniyle hayırlarda yarışanlardır. İşte o ki o, büyük fazıldır.
FÂTIR SURESİ 32. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Sonra o kitabı kullarımızdan seçip ayırt ettiklerimize miras kıldık. İmdi onlardan nefsine zulmeden vardır ve onlardan mutedil olan vardır ve onlardan izn-i ilâhî ile hayırlarda ileri geçen vardır. İşte bu, en büyük bir keremdir.
Ömer Nasuhi Bilmen