FÂTIR SURESİ 42. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Mekke döneminde inmiştir. 45 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “Fâtır” kelimesinden almıştır. Fâtır, yaratan, yoktan var eden demektir. Yine ilk âyette geçen “el-Melâike” kelimesinden dolayı “Melâike sûresi” diye de anılır.
وَأَقْسَمُوا بِاللَّهِ جَهْدَ أَيْمَانِهِمْ لَئِن جَاءهُمْ نَذِيرٌ لَّيَكُونُنَّ أَهْدَى مِنْ إِحْدَى الْأُمَمِ فَلَمَّا جَاءهُمْ نَذِيرٌ مَّا زَادَهُمْ إِلَّا نُفُورًا ﴿٤٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve aksemû | ve kasem ettiler |
billâhi (bi allâhi) | Allah'a |
cehde | cehd ederek, kuvvetli olarak |
eymâni-him | oların yeminleri |
le | elbette, mutlaka, gerçekten |
in | eğer |
câe-hum | onlara geldi |
nezîrun | nezir, uyarıcı |
le yekûnunne | mutlaka olurlar |
ehdâ | en çok hidayete eren |
min | ...’den |
ihdâ | ahed, bir |
el umemi | ümmetler |
fe | fakat |
lemmâ | olduğu zaman |
câe-hum | onlara geldi |
nezîrun | nezir, uyarıcı |
mâ zâde-hum | onlara artırmadı |
illâ | ancak, sadece, ...'den başka |
nufûran | nefret |
Ve Allah’a en kuvvetli yeminleri ile kasem ettiler. Eğer gerçekten onlara nezir gelirse, mutlaka en çok hidayete eren ümmetlerden biri olacaklarına. Fakat (bu), onlara nezir (uyarıcı) geldiği zaman onların nefretlerinden başka bir şeyi artırmadı.
FÂTIR SURESİ 42. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve Allah'a en kuvvetli yeminleriyle yemin ettiler ki, eğer onlara bir korkutucu (peygamber) gelecek olursa elbette ki, kendileri herhangi bir ümmetten daha ziyâde hidâyete ermiş olacaklardır. Vaktâ ki, kendilerine bir korkutucu geldi, onlara nefretten başka bir şey arttırmış olmadı.
Ömer Nasuhi Bilmen