FÂTIR SURESİ 8. Ayeti Tefhim-ul Kuran Meali
Mekke döneminde inmiştir. 45 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “Fâtır” kelimesinden almıştır. Fâtır, yaratan, yoktan var eden demektir. Yine ilk âyette geçen “el-Melâike” kelimesinden dolayı “Melâike sûresi” diye de anılır.
أَفَمَن زُيِّنَ لَهُ سُوءُ عَمَلِهِ فَرَآهُ حَسَنًا فَإِنَّ اللَّهَ يُضِلُّ مَن يَشَاء وَيَهْدِي مَن يَشَاء فَلَا تَذْهَبْ نَفْسُكَ عَلَيْهِمْ حَسَرَاتٍ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ بِمَا يَصْنَعُونَ ﴿٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
e | mi? |
fe | artık, işte, böylece, fakat |
men | kim, kimse, kişi |
zuyyine | süslendi, güzel gösterildi |
lehu | ona |
sûu | kötü |
ameli-hi | onun ameli |
fe | artık, böylece, fakat |
raâ-hu | onu gördü |
hasenen | güzel |
fe | artık, işte, böylece, fakat |
innallâhe (inne allâhe) | muhakkak ki Allah |
yudıllu | dalâlette bırakır |
men yeşâu | dilediği kimse, kişi |
ve yehdî | ve hidayete erdirir |
men yeşâu | dilediği kişi, dilediği kimse |
fe | artık, işte, böylece, fakat |
lâ tezheb | gitmesin, olmasın |
nefsu-ke | senin nefsin |
aleyhim | onlara, onlar için |
haserâtin | hasretler, hüzünler |
innallâhe (inne allâhe) | muhakkak ki Allah |
alîmun | en iyi bilen |
bimâ | şeyleri |
yesneûne | yapıyorlar |
Fakat kötü ameli, kendisine süslenen (güzel gösterilen), böylece onu güzel gören kişi mi? İşte muhakkak ki Allah, dilediği kişiyi dalâlette bırakır ve dilediği kişiyi hidayete erdirir. Artık onlar için nefsin, hasret duymasın (hüzünlenmesin). Muhakkak ki Allah, onların yaptıklarını en iyi bilendir.
FÂTIR SURESİ 8. Ayeti Tefhim-ul Kuran Meali
Kötü olarak yapıp ettikleri kendisine çekici, süslü kılınıp da onu güzel gören mi (Allah katında kabul görecek)? Artık şüphesiz Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de hidayete eriştirir. Öyleyse, onlara karşı nefsin hasretlere kapılıp gitmesin. Gerçekten Allah, yapmakta olduklarını bilendir.
Tefhim-ul Kuran