FETİH SURESİ 15. Ayeti Ümit Şimşek Meali
Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 1, 18 ve 27. âyetlerde geçen “fetih” kelimesinden almıştır.
سَيَقُولُ الْمُخَلَّفُونَ إِذَا انطَلَقْتُمْ إِلَى مَغَانِمَ لِتَأْخُذُوهَا ذَرُونَا نَتَّبِعْكُمْ يُرِيدُونَ أَن يُبَدِّلُوا كَلَامَ اللَّهِ قُل لَّن تَتَّبِعُونَا كَذَلِكُمْ قَالَ اللَّهُ مِن قَبْلُ فَسَيَقُولُونَ بَلْ تَحْسُدُونَنَا بَلْ كَانُوا لَا يَفْقَهُونَ إِلَّا قَلِيلًا ﴿١٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
se yekûlu | diyecek(ler) |
muhallefûne | geri kalanlar, arkada kalmış olanlar (savaşa katılmayanlar) |
izâ | ... olduğu zaman |
intalaktum | siz ayrıldınız, gittiniz |
ilâ megânime | ganimetlere |
li te'huzû-hâ | onu (onları) almak için |
zerû-nâ | bizi bırakın (bize izin verin) |
nettebi' kum | size tâbî olalım, arkanızdan gelelim |
yurîdûne | istiyorlar |
en yubeddilû | değiştirmek |
kelâma allâhi | Allah'ın kelâmı |
kul | de ki, söyle |
len tettebiû-nâ | siz asla bize tâbî olamazsınız (bizimle gelemezsiniz) |
kezâlikum | işte böyle, böyle |
kâle | dedi |
allâhu | Allah |
min kablu | önceden, daha önce |
fe | o zaman |
se yekûlûne | diyecekler |
bel | hayır |
tahsudûne-nâ | bize haset ediyorsunuz, bizi kıskanıyorsunuz |
bel | hayır |
kânû | idi, ... oldu, ...'dır |
lâ yefkahûne | fıkıh edemiyorlar, idrak edemiyorlar, anlayamıyorlar |
illâ | ancak, hariç, ...'den başka |
kalîlen | az, pek az |
(Savaştan) geri kalanlar, ganimetlerin (bulunduğu yere) onları almak için gittiğiniz zaman: “Bizi bırakın (bize izin verin), size tâbî olalım.” diyecekler. (Onlar) Allah’ın kelâmını değiştirmek istiyorlar. (Onlara) de ki: “Siz asla bize tâbî olamazsınız. Allahû Tealâ daha önce böyle buyurdu.” O zaman (onlar da): “Hayır, siz bize haset ediyorsunuz (bizi kıskanıyorsunuz).” diyecekler. Hayır, onlar pek azı hariç, fıkıh (idrak) edemiyorlar (anlayamıyorlar).
FETİH SURESİ 15. Ayeti Ümit Şimşek Meali
Seferden geri kalmış olanlar, siz ganimet almaya gittiğiniz zaman 'İzin verin, biz de ardınıza düşelim' diyeceklerdir. Onlar Allah'ın sözünü değiştirmek istiyorlar. Sen de ki: 'Siz bizim arkamızdan gelmeyeceksiniz; çünkü daha önce Allah böyle buyurdu.' Onlar, 'Aslında siz bizi kıskanıyorsunuz' diyecekler. Gerçekte ise onların pek kıt bir anlayışları var.
Ümit Şimşek