Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 1, 18 ve 27. âyetlerde geçen “fetih” kelimesinden almıştır.


قُل لِّلْمُخَلَّفِينَ مِنَ الْأَعْرَابِ سَتُدْعَوْنَ إِلَى قَوْمٍ أُوْلِي بَأْسٍ شَدِيدٍ تُقَاتِلُونَهُمْ أَوْ يُسْلِمُونَ فَإِن تُطِيعُوا يُؤْتِكُمُ اللَّهُ أَجْرًا حَسَنًا وَإِن تَتَوَلَّوْا كَمَا تَوَلَّيْتُم مِّن قَبْلُ يُعَذِّبْكُمْ عَذَابًا أَلِيمًا ﴿١٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kul li muhallefîne min el a'râbi se-tud'avne ilâ kavmin ulî be'sin şedîdin tukâtilûne-hum ev yuslimûne fe in tutîû yu'ti-kum allâhu ecran hasenen ve in tetevellev kemâ tevelley-tum min kablu yuazzib-kum azâben elîmen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kul de ki, söyle
li ...'e
muhallefîne geri kalanlar, arkada kalmış olanlar (savaşa katılmayanlar)
min ...'den
el a'râbi Araplar, Bedevîler (Bedevî Araplar)
se-tud'avne davet edileceksiniz, çağrılacaksınız
ilâ ...'e (karşı)
kavmin bir kavim
ulî be'sin güç kuvvet sahibi, kuvvetli çarpışan
şedîdin çok şiddetli, çok kuvvetli
tukâtilûne-hum onlarla savaşırsınız, onları öldürürsünüz
ev ya da, veya
yuslimûne teslim olurlar, müslüman olurlar
fe artık, bundan sonra
in eğer
tutîû itaat edersiniz
yu'ti-kum size verir
allâhu Allah
ecran ecir
hasenen güzel
ve ve
in eğer
tetevellev dönersiniz, yüz çevirirsiniz
kemâ gibi
tevelley-tum yüz çevirdiniz
min kablu önceden, daha önce
yuazzib-kum sizi azaplandırır, azap eder
azâben azap
elîmen elîm, acı

Bedevî Araplar’dan (savaştan) geride kalanlara de ki: “Şiddetli (kuvvetli) çarpışan bir kavime karşı (savaşmaya) çağrılacaksınız. Ya onları öldürürsünüz ya da onlar teslim olurlar. Bundan sonra eğer (Allah’a) itaat ederseniz, Allah size ahsen ecir verir. Ve eğer daha önce döndüğünüz gibi dönerseniz, size elîm bir azapla azap eder.”

FETİH SURESİ 16. Ayeti Hasan Basri Çantay Meali

Bedevilerden o geri bırakılanlara de ki: «Siz yakında çetin bir harb ehli olan bir kavme, siz kendileriyle muhaarebe etmek, yahut (muhaarebesiz) onlar (ın) müslüman ol (malarını sağla) mak üzere da'vet olunacaksınız. Binâen'aleyh (onlarla döğüşmek hususunda) îtâat ederseniz Allah size güzel bir mükâfat verir, eğer evvelce döndüğünüz gibi dönerseniz sizi elem verici bir azâb ile azâblandırır.»

Hasan Basri Çantay