FETİH SURESİ 16. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 1, 18 ve 27. âyetlerde geçen “fetih” kelimesinden almıştır.
قُل لِّلْمُخَلَّفِينَ مِنَ الْأَعْرَابِ سَتُدْعَوْنَ إِلَى قَوْمٍ أُوْلِي بَأْسٍ شَدِيدٍ تُقَاتِلُونَهُمْ أَوْ يُسْلِمُونَ فَإِن تُطِيعُوا يُؤْتِكُمُ اللَّهُ أَجْرًا حَسَنًا وَإِن تَتَوَلَّوْا كَمَا تَوَلَّيْتُم مِّن قَبْلُ يُعَذِّبْكُمْ عَذَابًا أَلِيمًا ﴿١٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kul | de ki, söyle |
li | ...'e |
muhallefîne | geri kalanlar, arkada kalmış olanlar (savaşa katılmayanlar) |
min | ...'den |
el a'râbi | Araplar, Bedevîler (Bedevî Araplar) |
se-tud'avne | davet edileceksiniz, çağrılacaksınız |
ilâ | ...'e (karşı) |
kavmin | bir kavim |
ulî be'sin | güç kuvvet sahibi, kuvvetli çarpışan |
şedîdin | çok şiddetli, çok kuvvetli |
tukâtilûne-hum | onlarla savaşırsınız, onları öldürürsünüz |
ev | ya da, veya |
yuslimûne | teslim olurlar, müslüman olurlar |
fe | artık, bundan sonra |
in | eğer |
tutîû | itaat edersiniz |
yu'ti-kum | size verir |
allâhu | Allah |
ecran | ecir |
hasenen | güzel |
ve | ve |
in | eğer |
tetevellev | dönersiniz, yüz çevirirsiniz |
kemâ | gibi |
tevelley-tum | yüz çevirdiniz |
min kablu | önceden, daha önce |
yuazzib-kum | sizi azaplandırır, azap eder |
azâben | azap |
elîmen | elîm, acı |
Bedevî Araplar’dan (savaştan) geride kalanlara de ki: “Şiddetli (kuvvetli) çarpışan bir kavime karşı (savaşmaya) çağrılacaksınız. Ya onları öldürürsünüz ya da onlar teslim olurlar. Bundan sonra eğer (Allah’a) itaat ederseniz, Allah size ahsen ecir verir. Ve eğer daha önce döndüğünüz gibi dönerseniz, size elîm bir azapla azap eder.”
FETİH SURESİ 16. Ayeti Süleyman Ateş Meali
O geride kalan göçebe Araplara de ki: "Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya davet edileceksiniz, onlarla (ya) dövüşürsünüz, yahut (onlar) müslüman olurlar. Eğer itâat ederseniz, Allâh size güzel bir mükâfât verir; (yok) eğer önceden döndüğünüz gibi yine dönerseniz, size acı bir şekilde azâb eder.
Süleyman Ateş