FETİH SURESİ 20. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 1, 18 ve 27. âyetlerde geçen “fetih” kelimesinden almıştır.
وَعَدَكُمُ اللَّهُ مَغَانِمَ كَثِيرَةً تَأْخُذُونَهَا فَعَجَّلَ لَكُمْ هَذِهِ وَكَفَّ أَيْدِيَ النَّاسِ عَنكُمْ وَلِتَكُونَ آيَةً لِّلْمُؤْمِنِينَ وَيَهْدِيَكُمْ صِرَاطًا مُّسْتَقِيمًا ﴿٢٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
vaade-kum allâhu
megânime
kesîraten
te'huzûne-hâ
fe
accele
lekum
hâzihî
ve
keffe
eydiye
en nâsi
an-kum
ve
li
tekûne
âyeten
li
el mu'minîne
ve
yehdiye-kum
sırâtan mustakîmen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
vaade-kum allâhu | Allah vaadetti |
megânime | ganimetler |
kesîraten | çok, pekçok |
te'huzûne-hâ | onu alırsınız, alacaksınız |
fe | böylece |
accele | acele etti |
lekum | sizin için |
hâzihî | bu |
ve | ve |
keffe | çekti |
eydiye | eller |
en nâsi | insanlar |
an-kum | sizden |
ve | ve |
li | için, diye |
tekûne | olur |
âyeten | âyet, delil |
li | için, ...'e |
el mu'minîne | mü'minler |
ve | ve |
yehdiye-kum | sizi hidayet eder, ulaştırır |
sırâtan mustakîmen | Sıratı Müstakîm (Allah'a ulaştıran yol) |
Allah size, alacağınız pekçok ganimet vaadetti. Böylece bu (konuda) sizin için acele etti. Ve insanların ellerini sizden çekti. Ve mü'minlere âyet olsun ve sizi Sıratı Mustakîm'e ulaştırsın diye.
FETİH SURESİ 20. Ayeti Suat Yıldırım Meali
(20-21) Allah size daha başka birçok ganimet vâd etti. Onları ileride alacaksınız. Şimdilik size bunu verdi ve insanların ellerini sizden çekti ki müminler için Allah’ın teyidine bir delil ve ibret olsun ve sizi dosdoğru yola eriştirsin. Allah size henüz güç yetiremediğiniz ama Kendisinin (ilim ve kudretiyle) hazırladığı başka fetih ve ganimetler de vâd etti. Allah her şeye hakkıyla kadirdir.
Suat Yıldırım