FETİH SURESİ 22. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 1, 18 ve 27. âyetlerde geçen “fetih” kelimesinden almıştır.
وَلَوْ قَاتَلَكُمُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوَلَّوُا الْأَدْبَارَ ثُمَّ لَا يَجِدُونَ وَلِيًّا وَلَا نَصِيرًا ﴿٢٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve
lev kâtele-kum
ellezîne
keferû
(ellezîne keferû) le vellev edbâra summe lâ yecidûne velîyyen ve lâ nasîran
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
(ellezîne keferû) le vellev edbâra summe lâ yecidûne velîyyen ve lâ nasîran
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve | ve |
lev kâtele-kum | eğer sizinle savaşsaydılar |
ellezîne | onlar |
keferû
(ellezîne keferû) |
inkâr ettiler, kâfir oldular
: (inkâr edenler, kâfirler) |
le vellev | mutlaka dönerler |
edbâra | arka, geri |
summe | sonra |
lâ yecidûne | bulamazlar |
velîyyen | bir velî |
ve lâ | ve olmaz |
nasîran | yardımcı |
Ve eğer kâfirler sizinle savaşsaydılar, mutlaka arkalarını dönerlerdi (kaçarlardı). Sonra bir dost ve bir yardımcı da bulamazlardı.
FETİH SURESİ 22. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Eğer (Mekke halkından olan) o kâfirler, (Hudeybi’yede andlaşma yapmayıb) sizinle çarpışsaydılar, mutlaka arkalarını döneceklerdi (perişan olacaklardı). Sonra da ne onları koruyacak bir dost, ne de bir yaradımcı bulamıyacaklardı.
Ali Fikri Yavuz