FETİH SURESİ 25. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 1, 18 ve 27. âyetlerde geçen “fetih” kelimesinden almıştır.
هُمُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَالْهَدْيَ مَعْكُوفًا أَن يَبْلُغَ مَحِلَّهُ وَلَوْلَا رِجَالٌ مُّؤْمِنُونَ وَنِسَاء مُّؤْمِنَاتٌ لَّمْ تَعْلَمُوهُمْ أَن تَطَؤُوهُمْ فَتُصِيبَكُم مِّنْهُم مَّعَرَّةٌ بِغَيْرِ عِلْمٍ لِيُدْخِلَ اللَّهُ فِي رَحْمَتِهِ مَن يَشَاء لَوْ تَزَيَّلُوا لَعَذَّبْنَا الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا ﴿٢٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
hum | onlar |
ellezîne | o kimseler |
keferû | inkâr ettiler, kâfir oldular |
ve saddû-kum | ve sizi men ettiler, mani oldular |
anil mescidil harâmi | Mescid-i Haram'dan |
ve el hedye | ve kurbanlık hayvanlar |
ma'kûfen | bekletilen |
en yebluga | ulaşmak |
mahılle-hu | onun mahalli (kesim mahalli) |
ve lev lâ | ve eğer olmasa (bulunmasa) |
ricâlun | erkekler |
mu'minûne | mü'min |
ve nisâun | ve kadınlar |
mu'minâtun | mü'min |
lem ta'lemû-hum | onları henüz bilmiyorsunuz, henüz tanımıyorsunuz |
en tetaû-hum | onları helâk etmeniz |
fe tusîbe-kum | o zaman, bu sebeple, bu yüzden size isabet eder |
min-hum | onlardan |
maarratun | muarrat, meşakkat, sıkıntı |
bi gayri | olmaksızın, olmadan |
ilmin | ilim, bilgi |
li | için, diye |
yudhıle allâhu | Allah dahil eder |
fî rahmeti-hî | rahmetinin içine, rahmetine |
men | kimse |
yeşâu | diledi |
lev | eğer |
tezeyyelû | birbirinden ayrıldılar |
le | mutlaka |
azzebnâ | azaplandırdık |
ellezîne | onlar, ... olanlar |
keferû | inkâr ettiler, kâfir oldular |
min-hum | onlardan |
azâben | azap |
elîmen | elîm, acı |
Onlar ki kâfirdirler. Ve sizi Mescid-i Haram’dan ve bekletilen kurbanları (kesim) mahalline ulaşmaktan men ettiler. Eğer kendilerini henüz tanımadığınız (bilmeden) helâk edeceğiniz mü’min erkekler ve mü’min kadınlar bulunmasaydı, bu yüzden bilmeksizin (haberiniz olmadan), onlardan size bir sıkıntı isabet edecek olmasaydı (Allah, savaşmanıza müsaade ederdi). (Allah’ın savaşa müsaade etmemesi) Allah’ın dilediğini rahmetine dahil etmesi içindir. Eğer (mü’minler) ayrılmış olsalardı, onlardan kâfir olanları mutlaka elîm azapla azaplandırırdık.
FETİH SURESİ 25. Ayeti Abdullah Parlıyan Meali
Onlar öyle kimselerdir ki, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas ettiler, sizi Mescidi Haram'ı ziyaretten ve bekletilen kurbanları yerlerine varmaktan alıkoydular. Eğer orada istemeden çiğneyip geçebileceğiniz, yani öldürebileceğiniz ve bilmeden kendileri yüzünden büyük bir hata işleyebileceğiniz, Mekke'deki mü'min erkekler ve kadınlar olmasaydı, Allah sizin savaşmanıza engel olmazdı. Böyle yaptı ki, Allah dilediğini rahmetine soksun. Şayet O Mekke'deki insanlardan, inananlar ile inanmayanlar sizin tarafınızdan birbirlerinden ayırdedilmiş olsalardı, elbette onlardan Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenleri, acıklı bir azaba çarptırırdık.
Abdullah Parlıyan