FETİH SURESİ 25. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 1, 18 ve 27. âyetlerde geçen “fetih” kelimesinden almıştır.
هُمُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَالْهَدْيَ مَعْكُوفًا أَن يَبْلُغَ مَحِلَّهُ وَلَوْلَا رِجَالٌ مُّؤْمِنُونَ وَنِسَاء مُّؤْمِنَاتٌ لَّمْ تَعْلَمُوهُمْ أَن تَطَؤُوهُمْ فَتُصِيبَكُم مِّنْهُم مَّعَرَّةٌ بِغَيْرِ عِلْمٍ لِيُدْخِلَ اللَّهُ فِي رَحْمَتِهِ مَن يَشَاء لَوْ تَزَيَّلُوا لَعَذَّبْنَا الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا ﴿٢٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
hum | onlar |
ellezîne | o kimseler |
keferû | inkâr ettiler, kâfir oldular |
ve saddû-kum | ve sizi men ettiler, mani oldular |
anil mescidil harâmi | Mescid-i Haram'dan |
ve el hedye | ve kurbanlık hayvanlar |
ma'kûfen | bekletilen |
en yebluga | ulaşmak |
mahılle-hu | onun mahalli (kesim mahalli) |
ve lev lâ | ve eğer olmasa (bulunmasa) |
ricâlun | erkekler |
mu'minûne | mü'min |
ve nisâun | ve kadınlar |
mu'minâtun | mü'min |
lem ta'lemû-hum | onları henüz bilmiyorsunuz, henüz tanımıyorsunuz |
en tetaû-hum | onları helâk etmeniz |
fe tusîbe-kum | o zaman, bu sebeple, bu yüzden size isabet eder |
min-hum | onlardan |
maarratun | muarrat, meşakkat, sıkıntı |
bi gayri | olmaksızın, olmadan |
ilmin | ilim, bilgi |
li | için, diye |
yudhıle allâhu | Allah dahil eder |
fî rahmeti-hî | rahmetinin içine, rahmetine |
men | kimse |
yeşâu | diledi |
lev | eğer |
tezeyyelû | birbirinden ayrıldılar |
le | mutlaka |
azzebnâ | azaplandırdık |
ellezîne | onlar, ... olanlar |
keferû | inkâr ettiler, kâfir oldular |
min-hum | onlardan |
azâben | azap |
elîmen | elîm, acı |
Onlar ki kâfirdirler. Ve sizi Mescid-i Haram’dan ve bekletilen kurbanları (kesim) mahalline ulaşmaktan men ettiler. Eğer kendilerini henüz tanımadığınız (bilmeden) helâk edeceğiniz mü’min erkekler ve mü’min kadınlar bulunmasaydı, bu yüzden bilmeksizin (haberiniz olmadan), onlardan size bir sıkıntı isabet edecek olmasaydı (Allah, savaşmanıza müsaade ederdi). (Allah’ın savaşa müsaade etmemesi) Allah’ın dilediğini rahmetine dahil etmesi içindir. Eğer (mü’minler) ayrılmış olsalardı, onlardan kâfir olanları mutlaka elîm azapla azaplandırırdık.
FETİH SURESİ 25. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Onlar, inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, sizin, Mescid-i Haram’ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını engelleyenlerdir. Eğer, kendilerini henüz tanımadığınız mü’min erkeklerle, mü’min kadınları ezmeniz söz konusu olmasaydı, Allah Mekke’de savaşmanıza izin verirdi. Bu durumda da arada kalarak ölenlerden dolayı, bilmeyerek vebal altına girerdiniz, ayıplanırdınız. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseleri rahmetine gark etmek için böyle yapmıştır. Eğer onlar, imanlarını açığa vurmamış mü’minler, müşriklerden ayrılarak belirlenmiş olsalardı, elbette, onlardan kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenleri can yakıp inleten müthiş bir azap ile cezalandırırdık.
Ahmet Tekin