FURKÂN SURESİ 19. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 68-70. âyetlerin Medine döneminde indiği konusunda bir rivayet de vardır. 77 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “el-Furkân” kelimesinden almaktadır. Furkân, “hak ile batılı birbirinden ayıran” demek olup Kur’an’ın isimlerinden biridir.
فَقَدْ كَذَّبُوكُم بِمَا تَقُولُونَ فَمَا تَسْتَطِيعُونَ صَرْفًا وَلَا نَصْرًا وَمَن يَظْلِم مِّنكُمْ نُذِقْهُ عَذَابًا كَبِيرًا ﴿١٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe kad | ve işte böylece ... oldu, olmuştu |
kezzebû-kum | sizi yalanladılar |
bi-mâ | ...'den dolayı |
tekûlûne | söylüyorsunuz |
fe | artık |
mâ testetîûne | gücünüz yetmez, muktedir olamazsınız |
sarfan | uzaklaştırmak |
ve lâ nasran | ve yardım olmaz |
ve men | ve kim |
yazlım | zulmeder |
min-kum | sizden |
nuzık-hu | ona tattırırız |
azâben | bir azap |
kebîren | büyük |
İşte böylece (Allah’tan başka taptıklarınız), söylediklerinizden dolayı sizi yalanladılar. Artık (azabı) uzaklaştırmaya ve yardım almaya muktedir olamazsınız. Ve sizden kim zulmederse ona büyük azap tattırırız.
FURKÂN SURESİ 19. Ayeti Suat Yıldırım Meali
"İşte gördünüz a!" denir o müşriklere, "Taptığınız nesneler söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar. Artık ne azabı savmaya, ne yardım temin etmeye çare bulamazsınız."(İşte ey bütün insanlar! Bilin ki:) İçinizden kim bu şirk koşma zulmünü işlerse, ona büyük bir azap tattıracağız.
Suat Yıldırım