Mekke döneminde inmiştir. 68-70. âyetlerin Medine döneminde indiği konusunda bir rivayet de vardır. 77 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “el-Furkân” kelimesinden almaktadır. Furkân, “hak ile batılı birbirinden ayıran” demek olup Kur’an’ın isimlerinden biridir.


إِن كَادَ لَيُضِلُّنَا عَنْ آلِهَتِنَا لَوْلَا أَن صَبَرْنَا عَلَيْهَا وَسَوْفَ يَعْلَمُونَ حِينَ يَرَوْنَ الْعَذَابَ مَنْ أَضَلُّ سَبِيلًا ﴿٤٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

in kâde le yudıllu-nâ an âliheti-nâ lev lâ en sabernâ aleyhâ ve sevfe ya'lemûne hîne yeravne el azâbe men edallu sebîlen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
in eğer, ise, ... olsaydı
kâde neredeyse, az kalsın
le mutlaka, elbette, gerçekten
yudıllu-nâ bizi saptıracak, saptırıyor
an âliheti-nâ ilâhlarımızdan
lev lâ olmasaydı
en sabernâ sabretmemiz
aleyhâ ona
ve sevfe ya'lemûne ve bilecekler, öğrenecekler
hîne (olduğu) zaman
yeravne görürler
el azâbe azap
men kim
edallu daha dâlalette, daha çok saptı
sebîlen sebîl, yol

“Ona sabretmemiş olsaydık, gerçekten, neredeyse bizi ilâhlarımızdan saptırıyordu.” Azabı gördükleri zaman kimin yoldan daha çok saptığını öğrenecekler.

FURKÂN SURESİ 42. Ayeti Hasan Basri Çantay Meali

(Şöyle derler): «Hakıykat, eğer üzerlerine (düşüb) sebat göstermeseydik bizi az kaldı Tanrılarımızdan sapdıracakdı o». Onlar azâbı görecekleri vakit kim yolca daha sapıkdır, yakında bilecekler.

Hasan Basri Çantay