FUSSİLET SURESİ 16. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyette geçen ve Kur’an âyetlerini niteleyen “fussilet” ifadesinden almıştır. “Fussilet”, “genişçe açıklandı” demektir. Sûre, ayrıca “Hâ Mîm es-Secde” diye de anılır.
فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا صَرْصَرًا فِي أَيَّامٍ نَّحِسَاتٍ لِّنُذِيقَهُمْ عَذَابَ الْخِزْيِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَخْزَى وَهُمْ لَا يُنصَرُونَ ﴿١٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe
erselnâ
aleyhim
rîhan
sarsaran
fî eyyâmin
nahisâtin
li
nuzîka-hum
azâbe
el hizyi
fî el hayâti ed dunyâ
ve le
azâbu el âhirati
ahzâ
ve hum
lâ yunsarûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | böylece, bunun üzerine |
erselnâ | gönderdik |
aleyhim | onların üzerine |
rîhan | rüzgâr (fırtına) |
sarsaran | şiddetli sesle gelen soğuk fırtına |
fî eyyâmin | günlerde |
nahisâtin | uğursuzluklar |
li | için |
nuzîka-hum | onlara tattırırız |
azâbe | azap |
el hizyi | alçaklık, zillet |
fî el hayâti ed dunyâ | dünya hayatında |
ve le | ve mutlaka |
azâbu el âhirati | ahiret azabı |
ahzâ | daha çok rüsva edici, rezil edici |
ve hum | ve onlar, onlara |
lâ yunsarûne | yardım olunmazlar |
Bunun üzerine, dünya hayatında, zillet azabını onlara tattırmamız için, uğursuz günlerde onların üzerine şiddetli sesle gelen soğuk bir fırtına gönderdik. Ve ahiret azabı mutlaka daha çok rezil edicidir. Ve onlara yardım olunmaz.
FUSSİLET SURESİ 16. Ayeti Celal Yıldırım Meali
Bu yüzden üzerlerine o uğursuz günlerde bir kasırga gönderdik, bunu Dünya hayatında onlara rezillik rüsvaylık azabını tattırmak için yaptık. Âhiret azabı ise daha rüsvay edicidir ve onlar yardım da göremezler.
Celal Yıldırım