FUSSİLET SURESİ 17. Ayeti Ali Ünal Meali
Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyette geçen ve Kur’an âyetlerini niteleyen “fussilet” ifadesinden almıştır. “Fussilet”, “genişçe açıklandı” demektir. Sûre, ayrıca “Hâ Mîm es-Secde” diye de anılır.
وَأَمَّا ثَمُودُ فَهَدَيْنَاهُمْ فَاسْتَحَبُّوا الْعَمَى عَلَى الْهُدَى فَأَخَذَتْهُمْ صَاعِقَةُ الْعَذَابِ الْهُونِ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ ﴿١٧﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve emmâ
semûdu
fe
hedeynâ-hum
fe
istehabbû
el amâ
alâ
el hudâ
fe
ehazet-hum
sâıkatu
el azâbi el hûni
bimâ
kânû
yeksibûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve emmâ | ve fakat, ise, ... olunca |
semûdu | Semud (kavmi) |
fe | böylece, ondan sonra |
hedeynâ-hum | onları hidayete erdirdik |
fe | böylece, buna rağmen |
istehabbû | sevdiler, tercih ettiler |
el amâ | âmâ, kör |
alâ | karşı |
el hudâ | hidayet |
fe | böylece, bu sebeple |
ehazet-hum | onları yakaladı |
sâıkatu | şimşek, yıldırım |
el azâbi el hûni | alçaltıcı azap |
bimâ | dolayısıyla, sebebiyle |
kânû | ... oldular |
yeksibûne | kazanıyorlar |
Ve Semud (kavmine) gelince, o zaman onları hidayete erdirdik. Buna rağmen hidayete karşı âmâ olmayı sevdiler (tercih ettiler). Bu sebeple kazanmış olduklarından dolayı onları alçaltıcı azabın yıldırımı yakaladı.
FUSSİLET SURESİ 17. Ayeti Ali Ünal Meali
Semûd’a gelince: Onlara da doğru olan yolu gösterdik, fakat onlar doğru yolda gitmektense körlüğü (ve dolayısıyla sapkınlığı) tercih ettiler. Neticede, bizzat işledikleri kötülükler ve kazandıkları günahlar sebebiyle başlarına yıldırım gibi inen alçaltıcı bir azap kendilerini kıskıvrak yakalayıverdi.
Ali Ünal