FUSSİLET SURESİ 20. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyette geçen ve Kur’an âyetlerini niteleyen “fussilet” ifadesinden almıştır. “Fussilet”, “genişçe açıklandı” demektir. Sûre, ayrıca “Hâ Mîm es-Secde” diye de anılır.
حَتَّى إِذَا مَا جَاؤُوهَا شَهِدَ عَلَيْهِمْ سَمْعُهُمْ وَأَبْصَارُهُمْ وَجُلُودُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ﴿٢٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
hattâ
izâ mâ
câû-hâ
şehide
aleyhim
sem'u-hum
ve ebsâru-hum
ve culûdu-hum
bimâ
kânû
ya'melûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
hattâ | hatta, nihayet |
izâ mâ | ... olduğu zaman |
câû-hâ | ona geldiler |
şehide | şahitlik etti |
aleyhim | onlara |
sem'u-hum | onların işitme hassaları, kulakları |
ve ebsâru-hum | ve onların görme hassaları, gözleri |
ve culûdu-hum | ve onların derileri, uzuvları |
bimâ | o şeye |
kânû | ... oldular |
ya'melûne | yapıyorlar |
Hatta ona (ateşe) geldikleri zaman yapmış oldukları şeylere, onların gözleri, kulakları ve derileri (uzuvları), (hayat filmlerinde) onların aleyhine şahitlik etti.
FUSSİLET SURESİ 20. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Nihayet oraya ulaştıklarında kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları işleri söyleyip kendi aleyhlerinde şahitlik ederler.
Suat Yıldırım