Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyette geçen ve Kur’an âyetlerini niteleyen “fussilet” ifadesinden almıştır. “Fussilet”, “genişçe açıklandı” demektir. Sûre, ayrıca “Hâ Mîm es-Secde” diye de anılır.


وَمَا كُنتُمْ تَسْتَتِرُونَ أَنْ يَشْهَدَ عَلَيْكُمْ سَمْعُكُمْ وَلَا أَبْصَارُكُمْ وَلَا جُلُودُكُمْ وَلَكِن ظَنَنتُمْ أَنَّ اللَّهَ لَا يَعْلَمُ كَثِيرًا مِّمَّا تَعْمَلُونَ ﴿٢٢﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve mâ kuntum testetirûne en yeşhede aleykum sem'u-kum ve lâ ebsâru-kum ve lâ culûdu-kum ve lâkin zanentum enne allâhe lâ ya'lemu kesîran mimmâ (min mâ) ta'melûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ve
mâ kuntum siz ... olmadınız
testetirûne setrediyorsunuz, gizliyorsunuz, saklıyorsunuz, sakınıyorsunuz
en yeşhede şahitlik etmesi
aleykum size, size karşı (aleyhinize)
sem'u-kum işitme hassalarınız, kulaklarınız
ve lâ ve olmaz
ebsâru-kum görme hassalarınız, gözleriniz
ve lâ ve olmaz
culûdu-kum ciltleriniz, uzuvlarınız
ve lâkin lâkin, fakat
zanentum siz zannettiniz, sandınız
enne ... olduğunu
allâhe Allah
lâ ya'lemu bilmez, bilmiyor
kesîran çok, çoğu
mimmâ (min mâ) şeyden
ta'melûne yapıyorsunuz

Kulaklarınızın, gözlerinizin ve cildinizin (uzuvlarınızın) sizin aleyhinize şahitlik etmesinden (edeceğinden) sakınmıyordunuz. Ve lâkin yaptıklarınızdan çoğunu Allah’ın bilmediğini zannediyordunuz.

FUSSİLET SURESİ 22. Ayeti Suat Yıldırım Meali

Siz, kulaklarınızın, gözlerinizin, derilerinizin, aleyhinizde şahitlik edecekleri bir günün geleceğine inanmıyor ve ondan sakınmıyordunuz, ayrıca siz, yaptıklarınızın çoğunu, Allah’ın bilmediğini sanıyordunuz.

Suat Yıldırım