Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyette geçen ve Kur’an âyetlerini niteleyen “fussilet” ifadesinden almıştır. “Fussilet”, “genişçe açıklandı” demektir. Sûre, ayrıca “Hâ Mîm es-Secde” diye de anılır.


وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا رَبَّنَا أَرِنَا الَّذَيْنِ أَضَلَّانَا مِنَ الْجِنِّ وَالْإِنسِ نَجْعَلْهُمَا تَحْتَ أَقْدَامِنَا لِيَكُونَا مِنَ الْأَسْفَلِينَ ﴿٢٩﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kâle ellezîne keferû rabbe-nâ eri-nâ ellezeyni edallâ-nâ min el cinni ve el insi nec'al-humâ tahte akdâmi-nâ li yekûnâ min el esfelîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kâle ve dedi
ellezîne onlar
keferû inkâr ettiler, kâfir oldular
rabbe-nâ bizim Rabbimiz
eri-nâ bize göster
ellezeyni onlar (ikisi)
edallâ-nâ bizi saptırdı
min ...'den
el cinni cinler
ve el insi ve insanlar
nec'al-humâ onları (o ikisini, ins ve cinleri) yaparız, yapalım
tahte altında
akdâmi-nâ ayaklarımız
li yekûnâ olması için
min ...'den
el esfelîne en aşağı, en sefil olanlar

Kâfirler dediler ki: “Rabbimiz, insanlardan ve cinlerden bizi saptıranları bize göster. Onları ayaklarımızın altına alalım ki en aşağıda kalanlardan olsunlar.”

FUSSİLET SURESİ 29. Ayeti Ahmed Hulusi Meali

Hakikat bilgisini inkâr edenler dediler ki: "Rabbimiz. . . Cin ve insan türünden (şeytanlardan) bizi saptıran o ikiliyi göster de, o ikisini ayaklarımızın altına alalım da en aşağılık olsunlar!"

Ahmed Hulusi