FUSSİLET SURESİ 39. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyette geçen ve Kur’an âyetlerini niteleyen “fussilet” ifadesinden almıştır. “Fussilet”, “genişçe açıklandı” demektir. Sûre, ayrıca “Hâ Mîm es-Secde” diye de anılır.
وَمِنْ آيَاتِهِ أَنَّكَ تَرَى الْأَرْضَ خَاشِعَةً فَإِذَا أَنزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاء اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ إِنَّ الَّذِي أَحْيَاهَا لَمُحْيِي الْمَوْتَى إِنَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ﴿٣٩﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve min
âyâti-hi
enne-ke
terâ
el arda
hâşiaten
fe
izâ
enzelnâ
aleyhâ
el mâe
ihtezzet
ve rabet
inne
ellezî
ahyâ-hâ
le
muhyî
el mevtâ
inne-hu
alâ
kulli
sey'in
kadîrun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve min | ve ...'den |
âyâti-hi | onun âyetleri |
enne-ke | gerçekten sen |
terâ | görürsün |
el arda | arz, yeryüzü |
hâşiaten | kurumuş halde |
fe | böylece, o zaman |
izâ | ... olduğu zaman |
enzelnâ | indirdik |
aleyhâ | onun üzerine |
el mâe | su |
ihtezzet | hareketlendi |
ve rabet | ve kabardı |
inne | muhakkak ki |
ellezî | o |
ahyâ-hâ | onu diriltti, ona hayat verdi |
le | elbette |
muhyî | muhyi, hayat veren |
el mevtâ | ölüler |
inne-hu | muhakkak ki o |
alâ | üzerine, ...’e |
kulli | her |
sey'in | şey |
kadîrun | kaadir, gücü yeten |
Ve onun âyetlerindendir ki, arzı gerçekten kurumuş görürsün. Onun üzerine su indirdiğimiz zaman hareketlenir ve kabarır. Muhakkak ki ona (arza) hayat veren (Allah), elbette ölülere de hayat verendir. Muhakkak ki O, herşeye kaadirdir.
FUSSİLET SURESİ 39. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Ve O'nun âyetlerindendir ki, yeryüzünü kupkuru bir halde görürsün. Vaktâ ki O'nun üzerine su indirmiş oluruz. Harekete başlar ve kabarır. Muhakkak o zât ki, ona hayat vermiştir. Elbette ki, ölüleri de ihya edicidir. Şüphe yok o, her şey üzerine hakkıyla kâdirdir.
Ömer Nasuhi Bilmen