FUSSİLET SURESİ 40. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyette geçen ve Kur’an âyetlerini niteleyen “fussilet” ifadesinden almıştır. “Fussilet”, “genişçe açıklandı” demektir. Sûre, ayrıca “Hâ Mîm es-Secde” diye de anılır.
إِنَّ الَّذِينَ يُلْحِدُونَ فِي آيَاتِنَا لَا يَخْفَوْنَ عَلَيْنَا أَفَمَن يُلْقَى فِي النَّارِ خَيْرٌ أَم مَّن يَأْتِي آمِنًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ اعْمَلُوا مَا شِئْتُمْ إِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ ﴿٤٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
inne | muhakkak ki |
ellezîne | onlar |
yulhidûne | dil uzatırlar, saptırırlar |
fî | içinde, ...'de, hakkında |
âyâti-nâ | âyetlerimiz |
lâ yahfevne | gizli kalmazlar |
aleynâ | bize |
e | mi? |
fe | böylece, yoksa |
men | kim, kimse |
yulkâ | ilka edilir, bırakılır, konur |
fî | içinde, ...'de, hakkında |
en nâri | ateş |
hayrun | hayırlı, daha hayırlı |
em | veya, yoksa ... mı? |
men | kim, kimse |
ye'tî | gelir |
âminen | emin olarak, güvenle |
yevme el kıyâmeti | kıyâmet günü |
i'melû | yapın |
mâ | şey |
şi'tum | dilediniz |
inne-hu | muhakkak ki o |
bi-mâ | şeyle, şeyi |
ta'melûne | yapıyorsunuz |
basîrun | en iyi görendir |
Muhakkak ki, âyetlerimizde saptırma yapanlar, Bize gizli kalmazlar. Kıyâmet günü ateşin içine konulanlar mı yoksa Bize emin olarak gelenler mi hayırlıdır? Dilediğinizi yapın. Muhakkak ki O, yaptıklarınızı en iyi görendir.
FUSSİLET SURESİ 40. Ayeti Ali Fikri Yavuz Meali
Ayetlerimiz hususunda hakdan ayrılanlar (inkâra düşenler), muhakkak bize gizli kalmazlar, (bütün yaptıklarınızı biliriz). O halde ateşe atılan mı hayırlıdır, yoksa kıyamet günü (azabdan) emin olarak gelecek olan mı? Artık dilediğinizi yapın; çünkü O, bütün yaptıklarınızı görendir.
Ali Fikri Yavuz