FUSSİLET SURESİ 45. Ayeti Cemal Külünkoğlu Meali
Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyette geçen ve Kur’an âyetlerini niteleyen “fussilet” ifadesinden almıştır. “Fussilet”, “genişçe açıklandı” demektir. Sûre, ayrıca “Hâ Mîm es-Secde” diye de anılır.
وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ فَاخْتُلِفَ فِيهِ وَلَوْلَا كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِن رَّبِّكَ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ وَإِنَّهُمْ لَفِي شَكٍّ مِّنْهُ مُرِيبٍ ﴿٤٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve lekad
âteynâ
mûsâ
el kitâbe
fe
ihtulife
fî-hi
ve lev lâ
kelimetun
sebekat
min
rabbi-ke
le
kudiye
beyne-hum
ve inne-hum
le
fî
şekkin
min-hu
murîbin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lekad | ve andolsun ki |
âteynâ | biz verdik |
mûsâ | Musa |
el kitâbe | kitap |
fe | fakat |
ihtulife | ihtilâf ettiler, anlaşmazlığa düştüler |
fî-hi | onda, onun hakkında |
ve lev lâ | ve olmasaydı |
kelimetun | söz |
sebekat | geçti |
min | ...'den |
rabbi-ke | senin Rabbin |
le | elbette, mutlaka |
kudiye | yerine getirildi, bitirildi, hüküm verildi (verilirdi) |
beyne-hum | onların arasında |
ve inne-hum | ve muhakkak ki onlar |
le | elbette, mutlaka |
fî | içinde |
şekkin | şek, şüphe |
min-hu | ondan |
murîbin | şüphe içinde olan |
Ve andolsun ki Musa (A.S)’a kitap verdik. Fakat onun hakkında ihtilâf ettiler. Rabbinden bir söz geçmemiş olsaydı, onların arasında (hemen) hüküm verilirdi. Ve muhakkak ki onlar, ondan mutlaka şek ve şüphe içinde olanlardır.
FUSSİLET SURESİ 45. Ayeti Cemal Külünkoğlu Meali
Andolsun ki, biz, Musa'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) vermiştik de, onda ayrılığa düşmüşlerdi. Eğer (azabın ertelenmesi ile ilgili olarak ezelde) Rabbinden bir söz geçmemiş olsaydı, aralarında derhal hüküm verilirdi. Şüphesiz onlar, bu (Kur'an)'dan yana kuşku verici derin bir şüphe içindedirler.
Cemal Külünkoğlu