Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyette geçen ve Kur’an âyetlerini niteleyen “fussilet” ifadesinden almıştır. “Fussilet”, “genişçe açıklandı” demektir. Sûre, ayrıca “Hâ Mîm es-Secde” diye de anılır.


إِلَيْهِ يُرَدُّ عِلْمُ السَّاعَةِ وَمَا تَخْرُجُ مِن ثَمَرَاتٍ مِّنْ أَكْمَامِهَا وَمَا تَحْمِلُ مِنْ أُنثَى وَلَا تَضَعُ إِلَّا بِعِلْمِهِ وَيَوْمَ يُنَادِيهِمْ أَيْنَ شُرَكَائِي قَالُوا آذَنَّاكَ مَا مِنَّا مِن شَهِيدٍ ﴿٤٧﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ileyhi yuraddu ilmu es sâati ve mâ tahrucu min semerâtin min ekmâmi-hâ ve mâ tahmilu min unsâ ve lâ tedau illâ bi ilmi-hi ve yevme yunâdî-him eyne şurakâî kâlû âzennâ-ke min-nâ min şehîdin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ileyhi ona
yuraddu döndürülür, reddedilir
ilmu es sâati o saatin ilmi
ve mâ tahrucu ve çıkmaz
min ...'den
semerâtin ürünler, meyveler
min ...'den
ekmâmi-hâ onun tomurcukları
ve mâ tahmilu ve taşımaz, hamile kalmaz
min unsâ (kadınlardan) bir kadın
ve lâ tedau ve koyamaz, doğuramaz
illâ ...'den başka, hariç, olmaksızın, olmadan
bi ilmi-hi onun ilmi ile
ve yevme ve gün
yunâdî-him onlara seslenilir
eyne nerede
şurakâî benim ortaklarım
kâlû dediler
âzennâ-ke sana bildirdik, arz ettik
(ezene: izin verdi)
(âzene: ilân etti, bildirdi)
yok
min-nâ bizden
min şehîdin bir şahit

O saatin (kıyâmetin) ilmi O’na döndürülür (O’na aittir). O’nun ilmi olmadan, hiçbir meyve, tomurcuğundan çıkmaz. Hiçbir kadın, hamile kalmaz ve doğum yapamaz. Onlara “Benim ortaklarım nerede?” diye seslenileceği gün “Sana arzettik, bizden bir şahit yoktur.” dediler (derler).

FUSSİLET SURESİ 47. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali

Kıyâmetin, ne vakit kopacağına dâir bilgi, Allah'a âittir ve onun hükmü ve bilgisi olmadan meyveler, tomurcuklarından ve kabuklarından çıkamaz ve hiçbir kadın gebe kalamaz ve çocuğunu doğuramaz ve o gün, nerede şeriklerim diye nidâ edilir onlara da, sana bildirdik zâten derler, bu hususta bir tanığımız bile yok.

Abdulbaki Gölpınarlı