Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyette geçen ve Kur’an âyetlerini niteleyen “fussilet” ifadesinden almıştır. “Fussilet”, “genişçe açıklandı” demektir. Sûre, ayrıca “Hâ Mîm es-Secde” diye de anılır.


سَنُرِيهِمْ آيَاتِنَا فِي الْآفَاقِ وَفِي أَنفُسِهِمْ حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَهُمْ أَنَّهُ الْحَقُّ أَوَلَمْ يَكْفِ بِرَبِّكَ أَنَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ شَهِيدٌ ﴿٥٣﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

se nurî-him âyâti-nâ el âfâkı ve fî enfusi-him hattâ yetebeyyene lehum enne-hu el hakku e ve lem yekfi bi rabbi-ke enne-hu alâ kulli şey'in şehîdun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
se nurî-him onlara göstereceğiz
âyâti-nâ bizim âyetlerimiz
...'de, içinde
el âfâkı afak, ufuklar
ve fî ve de, içinde
enfusi-him onların nefsleri, kendi nefsleri
hattâ hatta, oluncaya kadar, olsun diye
yetebeyyene açıkça belli olur
lehum onlara
enne-hu onun ... olduğu
el hakku hak
e ve lem yekfi ve kâfi değil mi?
bi rabbi-ke senin Rabbin
enne-hu onun ... olduğu
alâ kulli şey'in herşeye
şehîdun şahit

Âyetlerimizi afakta (ruhumuzun baş gözüyle) ve enfüste (nefsimizin kalp gözüyle) onlara göstereceğiz. O’nun hak olduğu onlara tebeyyün etsin (açıkça belli olsun) diye. Rabbinin herşeye şahit olması kâfi değil mi?

FUSSİLET SURESİ 53. Ayeti Ali Ünal Meali

(Varlığımızı, mutlak birliğimizi ve diğer iman hakikatlerini apaçık ortaya koyan) bütün delillerimizi onlara hem dış dünyada hem de bizzat kendi içlerinde, öz varlıklarında göstereceğiz ve nihayet Kur’ân’ın gerçeğin ta kendisi olduğu onlar için de gün gibi ortaya çıkacaktır. Aslında, Rabbinin her şeye şahit olması ve her şeyin O’na işaret etmesi (en büyük delil olarak) yetmez mi?

Ali Ünal