HACC SURESİ 5. Ayeti Ali Ünal Meali
Âyetlerinin çoğu Mekke’de, bir kısmı ise Medine döneminde inmiştir. 78 âyettir. Hac ibadetinden bahsettiği için bu adı almıştır.
يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِن كُنتُمْ فِي رَيْبٍ مِّنَ الْبَعْثِ فَإِنَّا خَلَقْنَاكُم مِّن تُرَابٍ ثُمَّ مِن نُّطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِن مُّضْغَةٍ مُّخَلَّقَةٍ وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِّنُبَيِّنَ لَكُمْ وَنُقِرُّ فِي الْأَرْحَامِ مَا نَشَاء إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى ثُمَّ نُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُوا أَشُدَّكُمْ وَمِنكُم مَّن يُتَوَفَّى وَمِنكُم مَّن يُرَدُّ إِلَى أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِن بَعْدِ عِلْمٍ شَيْئًا وَتَرَى الْأَرْضَ هَامِدَةً فَإِذَا أَنزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاء اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَأَنبَتَتْ مِن كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ ﴿٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
(karre)
(ekarri) fî el erhâmi mâ neşâu ilâ ecelin musemmen summe nuhricu-kum tıflen summe li teblugû eşudde-kum ve min-kum men yuteveffâ ve min-kum men yuraddu ilâ erzeli el umuri li keylâ ya'leme min ba'di ilmin şey'an ve terâ el arda hâmideten fe izâ enzelnâ aleyhâ el mâe ihtezzet ve rabet ve enbetet min kulli zevcin behîcin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yâ eyyuhâ en nâsu | ey insanlar |
in kuntum | eğer siz ... iseniz |
fî | içinde |
raybin | şüphe |
min el ba'si | beas edilmekten, tekrar diriltilmekten |
fe | o zaman, oysa |
innâ | şüphesiz biz, muhakkak ki biz |
halaknâ-kum | sizi biz yarattık |
min turâbin | topraktan |
summe | sonra |
min nutfetin | nutfeden, bir damla sudan |
summe | sonra |
min alakatin | alakadan (bir noktadan asılı duran şeyden), (rahim cidarına(duvarına) bir noktadan asılı (bağlı) duran embriyodan) |
summe | sonra |
min mudgatin | bir çiğnemlik et görüntüsündeki ceninden |
muhallekatin | halkedilmiş, yaradılışı şekillendirilmiş |
ve gayri muhallekatin | ve yaradılışı tamamlanmamış, şekillendirilmemiş |
li nubeyyine | beyan etmemiz için, beyan edelim, açıklayalım diye |
lekum | size |
ve nukırru
(karre) (ekarri) |
ve durdururuz, tutarız
: (yerleşti, karar kıldı, durdu) : (ikrar ettirdi, durdurdu) |
fî el erhâmi | rahîmlerde |
mâ neşâu | dilediğimiz şeyi |
ilâ ecelin | bir süreye kadar |
musemmen | belirlenmiş (isimlendirilmiş) |
summe | sonra |
nuhricu-kum | sizi çıkarırız |
tıflen | çocuk (bebek) olarak |
summe | sonra |
li teblugû | erişmeniz için, ulaşmanız için, ulaşmak üzere |
eşudde-kum | sizin en kuvvetli (erginlik) çağınız |
ve min-kum men | ve sizden bir kısmınız |
yuteveffâ | vefat ettirilir |
ve min-kum men | ve sizden bir kısmınız |
yuraddu | geri döndürülür |
ilâ erzeli el umuri | ömrünün en rezil çağına, ihtiyarlık çağına |
li keylâ ya'leme | bilmemesi için, (bir şey) bilemez hale gelsin diye |
min ba'di ilmin | ilimden sonra |
şey'an | bir şey |
ve terâ el arda | ve arzı (yeryüzünü) görürsün |
hâmideten | kurumuş olarak, kurumuş |
fe | böylece, fakat |
izâ | olduğu zaman |
enzelnâ | indirdik |
aleyhâ | onun üzerine, ona |
el mâe | su |
ihtezzet | hareketlendi (hareketlenir) |
ve rabet | ve kabardı (hacmi arttı) (kabarır) |
ve enbetet | ve (bitki) yetiştirdi (yetiştirir) |
min kulli | hepsinden (bütün çeşitlerden) |
zevcin | çift |
behîcin | güzel |
Ey insanlar! Eğer beas edilmekten (tekrar diriltilmekten) şüphe içinde iseniz... Oysa muhakkak ki Biz sizi, size beyan edelim (açıklayalım) diye (önce) topraktan (inorganik ve organik maddelerden), sonra bir nutfeden (bir damladan), sonra bir alakadan (rahim duvarına bir noktadan bağlı duran embriyodan), sonra şekillendirilmiş ve şekillendirilmemiş (bir çiğnemlik et görünümünde) mudgadan yarattık. Ve (sizi), dilediğimiz süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi, ergenlik çağına ulaşmak üzere bebek olarak çıkarırız. Ve sizden bir kısmınız vefat ettirilir. Ve sizden bir kısmınız, sonradan ilimden bir şey bilemez hale gelsin diye ömrünün ihtiyarlık çağına döndürülür. Ve arzı (yeryüzünü) kurumuş görürsün. Fakat ona su indirdiğimiz zaman hareketlenir ve kabarır ve bütün güzel çiftlerden bitkiler yetiştirir.
HACC SURESİ 5. Ayeti Ali Ünal Meali
Ey insanlar! Eğer öldükten sonra dirilme konusunda şüphe içinde iseniz, (bilin ve üzerinde düşünün ki), Biz sizi başlangıçta (yeryüzünde varlığınız adına hiçbir iz yokken) topraktan yarattık (ve her birinizin maddî yaratılış menşeiniz yine topraktır); sizi sonra (baba ve anneden gelip anne rahminde birleşen) birkaç damla sıvıdan, sonra rahim duvarına yapışan yapışkan bir maddeden, sonra dokuları kısmen belirmiş kısmen belirmemiş bir çiğnem et görünümündeki bir cisimden yarattık. İşte size (öldükten sonra dirilmenin de nasıl olabileceğini) böylece gösteriyoruz. Dünyaya gelmesini dilediğimiz cenini takdir buyurduğumuz belli bir süreye kadar rahimlere yerleşmiş halde tutar, sonra sizi bebek olarak dünyaya çıkarır, sonra da güçlükuvvetli erişkenlik çağına ulaşasınız diye (size imkân tanırız). İçinizden kimi bu arada ve sonrasında vefat ettirilir ve içinizden kimi de hayatının en düşkün çağına kadar yaşamaya bırakılır ki, böyle biri, daha önce bazı şeyler öğrenmişken artık hiçbir şey bilmez hale gelir. Yine, (öldükten sonra dirilmeye bir başka delil ve onu anlamaya bir işaret olarak) görürsün ki yer kupkurudur. Derken (bildiğiniz) o suyu ona indiririz de, yer hemen harekete geçmiş, kabarmış ve her türden göz alıcı, gönül açıcı bitkiyi erkeklidişili bitirivermiştir.
Ali Ünal