HADÎD SURESİ 10. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen “el-Hadîd” kelimesinden almıştır. Hadîd, demir demektir.
وَمَا لَكُمْ أَلَّا تُنفِقُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلِلَّهِ مِيرَاثُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ لَا يَسْتَوِي مِنكُم مَّنْ أَنفَقَ مِن قَبْلِ الْفَتْحِ وَقَاتَلَ أُوْلَئِكَ أَعْظَمُ دَرَجَةً مِّنَ الَّذِينَ أَنفَقُوا مِن بَعْدُ وَقَاتَلُوا وَكُلًّا وَعَدَ اللَّهُ الْحُسْنَى وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ ﴿١٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve mâ lekum | ve ne (oluyor) |
ellâ tunfikû | infâk etmiyorsunuz |
fî sebîli allâhi | Allah'ın yolunda |
ve li allâhi | ve Allah'ındır |
mîrâsu | miras |
es semâvâti | semalar, gökler |
ve el ardı | ve arz, yer |
lâ yestevî | müsavi olmaz, bir olmaz |
min-kum | sizden |
men | kim |
enfeka | infâk etti |
min kabli | önceden, önce |
el fethi | fetih |
ve kâtele | ve savaştı |
ulâike | işte onlar |
a'zamu | en büyük, yüksek, azamî |
dereceten | derece vardır |
min ellezîne | o kimselerden, onlardan |
enfekû | infâk ettiler |
min ba'du | sonradan, sonra |
ve kâtelû | ve savaştılar |
ve kullen | ve hepsi |
vaade | vaadetti |
allahu | Allah |
el husnâ | en güzel güzellikler, Allah'ın Zat'ı ve cennetler |
ve allahu | ve Allah |
bi-mâ | şeyleri |
ta'melûne | yapıyorsunuz |
habîrun | haberdar olandır |
Ve size ne oluyor ki, Allah’ın yolunda infâk etmiyorsunuz? Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. İçinizden, fetihten önce infâk eden ve savaşanlar, işte onlar, daha sonra (fetihten sonra) infâk eden ve savaşanlarla bir değildir, onlardan daha yüksek (azamî) derece sahibidirler. Ve Allah, hepsine hüsna’yı vaadetti. Ve Allah, yaptıklarınızdan en iyi haberdar olandır.
HADÎD SURESİ 10. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Neden siz Allâh yolunda harcamayasınız ki? Göklerin ve yerin mirâsı zaten Allâh'ındır. Elbette içinizden (Mekke'nin) feth(in)den önce (Hak yolunda) harcayan ve savaşan(lar, ötekilerle) bir olmaz. Onların derecesi, sonradan infâk eden ve savaşanlardan daha büyüktür. Bununla beraber Allâh hepsine de (gerek fetihten önce, gerek fetihten sonra infâk eden ve savaşan müslümanlara) en güzel sonucu va'detmiştir. Allâh, yaptıklarınızı haber almaktadır.
Süleyman Ateş