HADÎD SURESİ 13. Ayeti Ali Ünal Meali
Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen “el-Hadîd” kelimesinden almıştır. Hadîd, demir demektir.
يَوْمَ يَقُولُ الْمُنَافِقُونَ وَالْمُنَافِقَاتُ لِلَّذِينَ آمَنُوا انظُرُونَا نَقْتَبِسْ مِن نُّورِكُمْ قِيلَ ارْجِعُوا وَرَاءكُمْ فَالْتَمِسُوا نُورًا فَضُرِبَ بَيْنَهُم بِسُورٍ لَّهُ بَابٌ بَاطِنُهُ فِيهِ الرَّحْمَةُ وَظَاهِرُهُ مِن قِبَلِهِ الْعَذَابُ ﴿١٣﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yevme | gün, o gün |
yekûlu | derler, diyecekler |
el munâfikûne | münafık erkekler |
ve el munâfikâtu | ve münafık kadınlar |
li ellezîne | o kimselere, onlara |
amenû | îmân ettiler, amenû oldular, Allah'a ulaşmayı dilediler |
unzurû-nâ | bizi bekleyin |
naktebis | bir parça alalım |
min nûri-kum | sizin nurunuzdan |
kîle | denir, söylenir |
irciû | dönün |
verâe-kum | arkanıza |
fe | artık, haydi |
iltemisû | arayın |
nûren | nur |
fe | artık, böylece |
duribe | vurdu, yaptı (çekildi) |
beyne-hum | onların aralarına |
bi sûrin | sur, duvar |
lehu | onun vardır |
bâbun | kapı |
bâtinu-hu | onun içinde, iç kısmında |
fî-hi | orada vardır |
er rahmetu | rahmet |
ve zâhiru-hu | ve onun dışında, dış kısmında |
min kıbeli-hi | ondan önce |
el azâbu | azap |
Münafık erkeklerin ve münafık kadınların, âmenû olanlara: “Bizi bekleyin, sizin nurunuzdan bir parça alalım.” diyeceği gün, onlara: “Haydi arkanıza dönün ve nur arayın.” denir. Artık onların arasına, kapısı olan bir duvar çekilmiştir. Onun iç kısmında, orada rahmet ve onun dış tarafında, ondan (duvardan) önce azap vardır.
HADÎD SURESİ 13. Ayeti Ali Ünal Meali
O gün, münafık erkekler ve münafık kadınlar, (dünyada iken) iman etmiş olanlara, “Ne olur, bekleyin bizi, şu nûrunuzdan biz de istifade edelim!” derler. Kendilerine, “(Haydi, dönebilirseniz) geri (dünyaya) dönün de, orada bir nur edinin!” denir. Derken, mü’minlerle aralarına bir duvar çekilir. Bu duvarın, (aralığından münafıkların pişmanlık içinde mü’minleri izleyecekleri) bir kapısı olup, onun (mü’ minlerin bulunduğu) iç tarafında rahmet, dış tarafında ise azap vardır.
Ali Ünal