Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen “el-Hadîd” kelimesinden almıştır. Hadîd, demir demektir.


يُنَادُونَهُمْ أَلَمْ نَكُن مَّعَكُمْ قَالُوا بَلَى وَلَكِنَّكُمْ فَتَنتُمْ أَنفُسَكُمْ وَتَرَبَّصْتُمْ وَارْتَبْتُمْ وَغَرَّتْكُمُ الْأَمَانِيُّ حَتَّى جَاء أَمْرُ اللَّهِ وَغَرَّكُم بِاللَّهِ الْغَرُورُ ﴿١٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

yunâdûne-hum e lem nekun mea-kum kâlû belâ ve lâkinne-kum fetentum enfuse-kum ve terabbastum ve irtebtum ve garrat-kum el emâniyyu hattâ, ... oluncaya kadar câe emru allahi ve garra-kum bi allâhi el garûr
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
yunâdûne-hum onlara seslenilir (onlara seslenirler)
e mi?
lem nekun biz olmadık
mea-kum sizinle beraber
kâlû dediler
belâ evet
ve lâkinne-kum ve ancak, fakat siz
fetentum fitneye düşürdünüz
enfuse-kum kendiniz
ve terabbastum ve durup beklediniz
ve irtebtum ve şüphe ettiniz
ve garrat-kum ve sizi aldattı
el emâniyyu emaniyye, gerçek olmayan, bâtıl şeyler
hattâ, ... oluncaya kadar hatta, oluncaya kadar
câe geldi
emru allahi Allah'ın emri
ve garra-kum ve sizi aldattı
bi allâhi Allah ile
el garûr aldatanlar, aldatıcılar

Onlara seslenirler: “Biz, sizinle beraber olmadık mı?” (Onlar): “Evet, fakat siz kendinizi fitneye düşürdünüz, beklediniz ve şüphe ettiniz. Allah’ın emri (ölüm emri) gelinceye kadar emaniyye sizi aldattı. Ve garur (aldatanlar, şeytan ve avaneleri), sizi Allah ile (Allah “Gafur’dur, Rahîm’dir, sizi affeder.” diyerek) aldattı.” dediler.

HADÎD SURESİ 14. Ayeti Celal Yıldırım Meali

İkiyüzlü dönekler, mü'minlere : «Biz sizinle beraber değil miydik ?» diye seslenirler. Onlar da: «Evet, beraberdik, ama siz kendinizi fitne unsuru yaptınız; (mü'minlerin başına gelmesini istediğiniz kötülüğü ve kurduğunuz tuzağı) gözleyip şüphe içinde kaldınız. Kuruntularınız sizi iyice aldattı. Allah'ın emri (azabı) gelinceye kadar bu hâliniz devam etti. Aldatıcı azgınlar sizi Allah'a karşı aldatıp ayarttılar.

Celal Yıldırım