HADÎD SURESİ 21. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen “el-Hadîd” kelimesinden almıştır. Hadîd, demir demektir.
سَابِقُوا إِلَى مَغْفِرَةٍ مِّن رَّبِّكُمْ وَجَنَّةٍ عَرْضُهَا كَعَرْضِ السَّمَاء وَالْأَرْضِ أُعِدَّتْ لِلَّذِينَ آمَنُوا بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ ذَلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَاء وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ ﴿٢١﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
sâbikû
ilâ magfiratin
min rabbi-kum
ve cennetin
ardu-hâ
ke
ardı
es semâi
ve el ardı
uiddet
li ellezîne
âmenû
bi allâhi
ve rusuli-hi
zâlike
fadlu
allahi
yu'tî-hi
men
yeşâu
ve allâhu
zû
el fadli
el azîmi
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
sâbikû | yarışın, koşun |
ilâ magfiratin | bağışlanmaya, mağfirete |
min rabbi-kum | Rabbinizden |
ve cennetin | ve cennet |
ardu-hâ | onun genişliği |
ke | gibi, kadar |
ardı | genişliği |
es semâi | sema, gökyüzü |
ve el ardı | ve arz, yer, yeryüzü |
uiddet | hazırlandı |
li ellezîne | onlar için, ... olanlara |
âmenû | âmenû oldu, îmân etti |
bi allâhi | Allah'a |
ve rusuli-hi | ve onun resûlü |
zâlike | işte bu |
fadlu | fazlı |
allahi | Allah |
yu'tî-hi | onu verir |
men | kim, kimse, kişi |
yeşâu | ister, diler |
ve allâhu | ve Allah |
zû | sahip |
el fadli | fazl |
el azîmi | büyük |
Rabbinizden mağfirete ve genişliği, yeryüzü ve gökyüzünün genişliği kadar olan, Allah’a ve O’nun Resûl’üne inananlar için hazırlanmış olan cennete (kavuşmak için) yarışın. İşte bu, Allah’ın fazlıdır. Onu dilediğine verir. Ve Allah, büyük fazl sahibidir.
HADÎD SURESİ 21. Ayeti Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Ve yarışarak koşun Rabbinizin yarlıgamasına ve cennete ki genişliği, göğün ve yeryüzünün genişliği gibidir, hazırlanmıştır Allah'a ve peygamberlerine inananlara; bu, Allah'ın lûtfudur, ihsânıdır, dilediğine verir onu ve Allah, pek büyük bir lütuf ve ihsân sâhibidir.
Abdulbaki Gölpınarlı