HADÎD SURESİ 26. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen “el-Hadîd” kelimesinden almıştır. Hadîd, demir demektir.
وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا نُوحًا وَإِبْرَاهِيمَ وَجَعَلْنَا فِي ذُرِّيَّتِهِمَا النُّبُوَّةَ وَالْكِتَابَ فَمِنْهُم مُّهْتَدٍ وَكَثِيرٌ مِّنْهُمْ فَاسِقُونَ ﴿٢٦﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve lekad
erselnâ
nûhan
ve ibrâhîme
ve cealnâ
fî
zurriyyeti-himâ
men
en nubuvvete
ve el kitâbe
fe
min-hum
muhtedin
ve kesîrun
min-hum
fâsikûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve lekad | ve andolsun ki |
erselnâ | biz gönderdik |
nûhan | Hz. Nûh |
ve ibrâhîme | ve İbrâhîm |
ve cealnâ | biz onu kıldık |
fî | ...'de, içinde |
zurriyyeti-himâ | o ikisinin (onların) zürriyetleri |
men | kim, kimse |
en nubuvvete | nebilik, peygamberlik |
ve el kitâbe | ve kitap |
fe | artık, böylece |
min-hum | onlardan bir kısmı |
muhtedin | hidayete erenler |
ve kesîrun | ve çoğu |
min-hum | onlardan |
fâsikûne | fasıklar, fasık olanlar, fasık kimseler |
Ve andolsun ki, Hz. Nuh’u ve Hz. İbrâhîm’i gönderdik. Ve onların zürriyetlerinden nebîler kıldık. Ve kitap (verdik). Böylece onlardan bir kısmı hidayete erenlerdir ve onların çoğu fasıklardır.
HADÎD SURESİ 26. Ayeti Ahmet Tekin Meali
Nûh’u ve İbrâhim’i de peygamber olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirip gönderdik. Peygamberliği ve kitabı da, onların nesilleri içinde devam ettirdik. Onlardan doğru yolu tercih edenler, doğru yolda sebat edenler vardı. Onların çoğu da doğru ve mantıklı düşünmeyi terkeden fâsıktı, âsi ve bozguncu idi.
Ahmet Tekin