Medine döneminde inmiştir. 29 âyettir. Sûre, adını 25. âyette geçen “el-Hadîd” kelimesinden almıştır. Hadîd, demir demektir.


وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا نُوحًا وَإِبْرَاهِيمَ وَجَعَلْنَا فِي ذُرِّيَّتِهِمَا النُّبُوَّةَ وَالْكِتَابَ فَمِنْهُم مُّهْتَدٍ وَكَثِيرٌ مِّنْهُمْ فَاسِقُونَ ﴿٢٦﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve lekad erselnâ nûhan ve ibrâhîme ve cealnâ zurriyyeti-himâ men en nubuvvete ve el kitâbe fe min-hum muhtedin ve kesîrun min-hum fâsikûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve lekad ve andolsun ki
erselnâ biz gönderdik
nûhan Hz. Nûh
ve ibrâhîme ve İbrâhîm
ve cealnâ biz onu kıldık
...'de, içinde
zurriyyeti-himâ o ikisinin (onların) zürriyetleri
men kim, kimse
en nubuvvete nebilik, peygamberlik
ve el kitâbe ve kitap
fe artık, böylece
min-hum onlardan bir kısmı
muhtedin hidayete erenler
ve kesîrun ve çoğu
min-hum onlardan
fâsikûne fasıklar, fasık olanlar, fasık kimseler

Ve andolsun ki, Hz. Nuh’u ve Hz. İbrâhîm’i gönderdik. Ve onların zürriyetlerinden nebîler kıldık. Ve kitap (verdik). Böylece onlardan bir kısmı hidayete erenlerdir ve onların çoğu fasıklardır.

HADÎD SURESİ 26. Ayeti Ahmet Tekin Meali

Nûh’u ve İbrâhim’i de peygamber olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirip gönderdik. Peygamberliği ve kitabı da, onların nesilleri içinde devam ettirdik. Onlardan doğru yolu tercih edenler, doğru yolda sebat edenler vardı. Onların çoğu da doğru ve mantıklı düşünmeyi terkeden fâsıktı, âsi ve bozguncu idi.

Ahmet Tekin